Rutu Modan’dan The Property: Sırlar ve Yalanlar

Rutu Modan, 1966 doğumlu İsrailli bir çizer. 2013 tarihli çalışması The Property, geçen yılın en beğenilen işlerinden biri oldu. Daha çok kısa hikayeleri ve bant çalışmalarıyla tanınan Modan bu kitapta, uzun soluklu bir anlatıya atılmış ve inanılmaz etkileyici bir sonuç elde etmiş.

Aslında uzun süre önce Michel Kichka‘nın yayımlandığı bütün ülkelerde çok konuşulmuş otobiyografik çizgi-romanı İkinci Kuşak/Babama Söyleyemediklerim hakkında bir yazı yazmak istemiştim. Demek ki başka bir okuma sürecinin bunu tetiklemesi gerekiyormuş. İkinci Dünya Savaşı sonrası ailenin hayatta kalan tek ferdi Henri Kichka’nın zorlu ama tuhaf hikayesi çevresinde büyüleyici bir öykü olan İkinci Kuşak, Türkiye’de Gözlem Kitap tarafından İzel Rozental’in önsözü ve çevirisiyle ve iyi bir baskıyla 2012 yılında yayımlandı. Karabasanlarla dolu bir çağın ardından gelen ikinci kuşağın, normalleşmiş bir hayata ulaşmak istemesine rağmen, nasıl derin bir çukurda yaşadığını, beklenmeyecek kadar neşeyle anlatan müthiş bir yüzleşme kitabıydı bu. Kitabı okuduktan sonra Henri Kichka’nın gerçek fotoğraflarına bakmak ve hakkında yazılanları okumak ihtiyacı duyduğumu hatırlıyorum.

Tekrar Rutu Modan’a dönelim. Bu isimle elbette çizgi romanlar konusundaki uzman dostum Levent Gönenç sayesinde tanıştım. Levent, Ankara-İstanbul arası bitmek bilmez kargo trafiğimizide Jamilti and Other Stories cildini yollayınca, bizim evde bir heyecan fırtınası başladı. Rutu Modan’ın anlatım tarzına, okurun hikayeyi zihninde tamamlamasına olanak tanıyan karelerine hayran olduk. Gölgelemeden ve taramadan uzak sakin çizgilerine, keskin renklendirmesine ve Belçika ekolüne yakın karakter yaratımına… 
Sonra The Property ile tanıştık. 
Oğlunun ölümünden sonra torunu Mica ile Varşova’ya giden Regina Segal’in hikayesi, İkinci Dünya Savaşı, Nazizm, Anti-Semitizm, soykırım ve hesaplaşma eksenlerinde güçlü bir okuma sağlayabilir. Ama tam yedi günde ve yedi bölümde ilerleyen hikaye, çok daha vurucu bir yerden, insanın yaşı kaç olursa olsun, ruhu canlı tutan bir sevginin çerçevesinde okununca da oldukça yaralayıcı oluyor. 
Kitabın sırlarla dolu hikayesi konusunda daha fazla sır vermeyeceğim ama bir önemli bir sahne var… Yaşlı kadın “Bir hayata kaç kere baştan başlanabilir ki?” dediği hüzün dolu bir konuşma sonrasında elindeki bisküvileri bir gözlük gibi gözlerinde tutup “Reuben de çocukken hep böyle yapardı,” diyor. Reuben kim mi? Yaşlı kadının kısa süre önce kanserden kaybettiği oğlu… Bu sözleri kime mi söylüyor? Onu da okuyunca kendiniz görün.
Üstelik anlatının içine bir çizgi-romancı karakter de yerleştirerek meta-anlatının dinamiklerinden de faydalanıyor Rutu Modan. Babaanne torun sevgisinden beklenmedik aşka, işleri karıştıran para düşkünü karakterden kitap boyunca süren gizeme her şey var. Yakın zamanda sinema uyarlaması yapılırsa şaşırmam doğrusu…
Rutu Modan’ın Etgar Keret ile birlikte yazdığı bir çocuk kitabı olduğunu da söyleyerek noktayı koyuyorum.
The Property, aile içi sırların tarihin acımasızlığıyla çerçevelendiği müthiş bir çizgi-roman.

Leave a comment