Sonbahar için üç albüm önerisi…

1. Ry Cooder / Election Special

Dünya onu hep tanıyordu ama Türkiye’de özellikle Buena Vista Social Club’dan sonra tanınır oldu. Aslında Ry Cooder deyince, olağanüstü bir müzikal arkeologdan söz ediyoruz. Davul setinin başına oğlu Joachim Cooder’ın oturduğu bu albümde yine araştırmacı tonları ve politik kimliğiyle, araşatırmayı seven bir Ry Cooder var. Sanki sol eli deneyler yapmak isterken, sağ eli hep gelenekselden uzaklaşma diyor gibi. “Guantanamo”, “Cold Cold Feeling” ve Arnold McCuller vokaliyle “Take Your Hands Off It”e dikkat.

2. Sun Kil Moon / Among The Leaves

Aslında yaz başından beri dinlediğim bir albüm. Red House Painters ile tanıştığım ve sonrasında da hep takip ettiğim Mark Kozelek, sakin kumaş parçalarının üstüne tedirgin edici teğeller atmaya devam ediyor. Daha giriş şarkısıyla -hatta şarkının adını okuduğunuzda- o teğelleri tek tek çözmek isteyeceğiniz bir albüm: “I Know It Sounds Pathetic But That Was The Greatest Night Of My Life”

3. John Murry / The Graceless Age

Benzer yolda ilerleyen bir albüm. Benim için de yeni bir keşif alanı. Bir yanıyla içe dönmek isteyen, bir yanıyla da kalabalık bir his veren şarkılar. Açılış şarkısı “The Ballad Of The Pijama Kid” başta olmak üzere dikkat çekici pekçok şarkı var.

Comments (1)

Ben de sonbahar için bu üç albüme ilave olarak Jane Monheit'in The Lovers, The Dreamers and Me albümünü öneriyorum.

Leave a comment