Sözlük.17

Y

YILAN: Hatırlarım, güzel, güneşli bir gündü.
Kır gezintimiz sırasında, o koca yılan babamı sokup öldürdü.
Böylece kabilenin başına ben geçtim.

(Ferit Edgü, Yılan)

Comments (5)

Arka bahçemizin yüksek duvarının arkasında içinde ulu ağaçların bulunduğu büyük bir arsa vardı.Akşamın karanlığı henüz çökerken biz kardeşimle bahçenin tadını çıkarıyorduk.Yan arsadan bulduğu küçük bir delikten geçerek bize gelmekte olan orta büyüklükteki yılanı fark etmemiştik.Bahçeye açılan evin kapısından bize bakan annemin gözleri birden kocaman açılmış kardeşimle beni kısık bir sesle yanına çağırmıştı.Ve orada duran bi şişeyi kaptığı gibi yılanın üzerine fırlatacaktı ki,şişenin içindeki küçük bir böcek annemin eline değdi.Yılandan korkmayan annem eline değen böcek için öyle bir çığlık atmıştı ki,tüm canlılar,sessizliğe bürünerek yok olmuşlardı.Annemin çığlığı bizi tıslayarak bize sokulan yılanın ölümünden kurtarmıştı…

Ve yeni yılınız kutlu olsun,yeni yılda bloğumu okumanız dileğiyle,sevgiyle kalın…

Y harfi için bundan iyisi olmazdı:)

Mutlu yıllar dilemek istedim Yekta bey..
Mutlu yıllar.

böyle bir site oldugundan yeni haberdar oldum,birkac sayfayi okuduktan sonra,simdi yüzümde bir tebessüm yaziyorum okudugunuz satirlari.Ve size kocaman bir tesekkür etmek istiyorum.Tesekkürler yazilariniz icin

“İyi akşamlar” dedi kibarca.
“İyi akşamlar” diye yanıtladı yılan.
“Hangi gezegendeyim acaba?”
“Dünyadasın. Burası Afrika kıtası.”
“O halde Dünyada hiç insan yok.”
“Burası çöl,” dedi yılan “çöllerde insan olmaz. Dünya çok büyük bir gezegendir.”
Küçük prens bir taşın üstüne oturdu ve gözlerini gökyüzüne çevirdi.
“Merak ediyorum” dedi, “acaba yıldızlar tek tek yansaydı, o zaman herkes kendi gezegenini tekrar bulur muydu? Bak! Benim gezegenim tam üstümüzde. Ama öyle uzakta ki!”
“Ne kadar güzel bir gezegen” dedi yılan. “Neden buraya geldin?”
“Bir çiçekle bazı sorunlarım oldu” diye yanıtladı küçük prens. “Peki insanlar nerede? İnsan kendisini çölde çok yalnız hissediyor.
“İnsanların içinde de öyle hissedersin” dedi yılan, “arada pek fark yoktur.”
Küçük prens onu uzun uzun seyretti.
“Çok tuhaf bir hayvansın sen” dedi sonunda. “Bir parmak kadar incesin.”
“Ama en bir kralın parmağından daha güçlüyümdür” dedi yolan.
Küçük prens güldü. “Pek de güçlü görünmüyorsun. Pençelerin bile yok. Seyahat de edemezsin.”
“Seni bir geminin götürebileceğinden çok daha uzaklara götürebilirim” dedi yolan. Sonra da küçük prensin ayak bileğine dolandı. Altın bir bilezik gibi görünüyordu orada.
“Dokunduğum kişiyi geldiği yere geri gönderirim. Ama sen safsın, masumsun ve bir yıldızdan geliyorsun.”
Küçük prens bir şey söylemedi.
“Senin için üzüldüm. Bu koca dünyada yapayalnız ve zayıfsın. Belki bir gün sana yardım edebilirim. Eğer kendi gezegenine gitmeyi çok istersen, sana yardım edebileceğimi sanıyorum.”
“Seni çok yi anladım” dedi küçük prens. “Ama neden hep bilmece gibi konuşuyorsun?”
“Bu bilmeceleri çözüyorum” dedi yılan. Sonra her ikisi de sustu.

Leave a comment