Y
YOSUN KOKUSU: Öyle çok başlık çıkabilir ki bu öyküden… Unutulmuş, unutturulmuş, kabuğunun değişimi saklanmış bir İstanbul’dan on üç adımlık avluya tek güvercin kanadıyla gelen sevince kadar… Açlık grevinden bir şahinin gözlerinden okunan o çarpılmış şehrin ruhuna kadar… Bir de çamaşır günü avluya serilen nemli çarşaftan burunlara vuran küf kokusu vardır. O koku yosun kokusuna dönüşür, köpük köpük, çöp çöp yayılır belleklere, bir ufak hatıranın peşinde sürüklenen bedenlere… Gün gelir, zincirler kırılır, nemli çarşaf kokusunda aranan deniz bir kol boyu uzağa düşer… Gün gelir, şahinler sopalanmalarına karşı duran bedenleri tırmalar… Gün gelir…
(Feride Çiçekoğlu, Kimini Şahin Tırmalar)