Z
ZEMBEREK: Koskoca dünyanın minyatür bir temsilcisi gibidir sınıf; sınıfta zamanın akışını hayatlarının merkezine almış öğrenciler. Gemlikli Celil babasının hediyesi saatiyle sınıfın en önemli şahsiyetidir. Ne de olsa öğrencisinden öğretmenine herkesin tek bir soru vardır aklında: “Kaç dakika var?” Bıkmadan usanmadan cevaplar bu soruyu Celil; “on yedi dakika, beş dakika, üç dakika…” Hatta elli dakikalık dersin içinde “Daha kırk beş dakika var,” diye cevapladığı bile olur. Derken bir gün zembereği kırılır saatin, sınıfın o en önemli şahsiyeti Zemberek lakabıyla dalga geçilen birine dönüşür. Babasına yazdığı mektupta kırılan şeyin ne olduğunu yazmaya bile cesaret edemez; çünkü asıl kırılan saatin zembereği değil Celil’in gurbetteki kalbidir…
(Sait Faik, Zemberek)
saat işler insan övünür
zemberek biter insan dövünür.
zeynep
herkes ismini çok severdi zeynebin. küçük bir kız çocuğuyken ismine duyduğu övgülerden sonra, o da sevilesi bir isim olduğuna karar verdi isminin. hatta "kızım olursa ismini zeynep koyacağım" derdi, "analı kızlı iki zeynep olur mu" tepkilerine aldırmadan. büyüdükçe ismi gibi kendinin de sevilebilir olma ihtimalini aklına soktu birileri, acı bir özet geçersek bu sadece ihtimalde kaldı. gözlerindeki yıldızlar bir bir söndükçe geceleri sever oldu. kızının adını Leyla koydu.
Zemberek’te, öğrenciler tarafından sıkıcı bulunduğu anlatılan ruhiyat dersi, hep ilgimi çekti. Bizim zamanımızda da olmalıydı böyle ruhiyat dersleri…
Sait Faik, bu hikayede Celil ismini seçerek, onun özde ne kadar güçlü bir şahsiyet olduğunu söylemek istiyor gibi.