15 Nisan Pazar günü, saat 16.30’da Taksim’de başlıyor yürüyüş. Emek Bizim platformunun düzenlediği yürüyüşte, ikinci yılda beşinci kez Emek Sineması için, emek için, Emek’e kadar yürüyeceğiz. Hep birlikte… Bu adımların sadece bir sinema salonu için değil, bir şehrin hafızası için, kültürün sürekliliği için atıldığını bilen herkesle birlikte. Sonra da iki yıldır vizyonda olan, o bir hayli çirkin filmin şu gördüğünüz biletlerini yırtacağız. Yürüyüşle ilgili duyuru, poster ve bilet görsellerine Emek Bizim platformunun facebook sayfasından ulaşabilirsiniz: http://www.facebook.com/emekbizim 15 Nisan Pazar saat…
Emek Sineması
“İyi de bize ne o hafızadan?” diyorsunuz… Doğru ya, bir şehri öldürmek isteyenlere hafızasından söz etmek boşa oluyor. Kültür-sanat mekanlarını kişiliklerinden koparmak, yaşanmışlığı yok etmek, tektipleştirmek isteyen bir bakışa nasıl anlatılır ki kültürün sürekliliği. Rantın ağız suyu akıtan vandallığında bir kulaç daha atmak istiyorsunuz tüketim çılgınlığı denizinde. Günün birinde o denizde boğulacağınızı söylesek ne fayda? Tam da İstanbul Film Festivali’nin başladığı günde sahnelenen basın toplantısı gösterisine seyirci bulamadınız. Ama yeri gelmişken bir kere daha tekrar etmeli: Yıktırmıyoruz.
9. İstanbul İdare Mahkemesi 12.05.2010 tarihinde Emek Sineması için öngörülen projenin “uygulanması halinde telafisi güç ya da imkansız zarar doğuracak nitelikte olduğu” gerekçesiyle yürütmenin durdurulmasına karar vermişti. Kararın ardından, 14.12.2010 tarihinde üç uzmandan oluşan bilirkişi heyeti, incelemesini yapmış ve 18.04.2011 tarihinde mahkemeye sunduğu raporda iki uzman dava konusu projenin kültür dokusuna uygun olmadığını belirterek yürütmeyi durdurma yönünde karar vermişti. 01.12.2011 tarihinde, bilirkişi raporuna ve 2010 baharından itibaren devam eden kamuoyunun verdiği mücadeleye rağmen, 9. İdare Mahkemesi yürütmenin durdurulmasını iptal etti!…
17 Nisan Pazar günü, bir kez daha Emek için yürüyeceğiz. Üstelik bu yürüyüşün sonunda bir “geri alış” var. Emek’e yürüyeceğiz; o adı bile güzel sinemaya. İsyanbul Kültür Sanat Varyetesi, festivalin son gününde “ses” yükseltmeye davet ediyor. İşte bildiri: Haksız ve hukuksuz bir şekilde sermayeye devredilen Emek Sineması ve Cercle D’Orient binası Sosyal Güvenlik Kurumu’na, yani kamuya, yani bizlere aittir ve şüphesiz ki bu alan üzerindeki her türlü kullanım hakkı kamunundur ve kolektiftir. Nazarımızda meşru ve esas olan Beyoğlu Belediye Başkanı,…
Narmanlı Han İstanbul’un orta yerinde bir yara gibi duruyor. Noteriyle, büfesinin kokuları eczanesinin kocaman tabelasıyla, fotokopicisiyle bir büyük harabe. Sadece Ahmet Hamdi Tanpınar’ın değil, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun, Aliye Berger’in, Neş’et Atay’ın, Firsek Karol’un, Jamanak Gazetesinin, Andrea Kitabevinin ev sahipliğini yapmış, bir dönemin ruhuna tanıklık eden 167 yıllık bu binanın bir müzeye, bir edebiyat merkezine dönüştürülmesini beklemek, hiç değilse şu anki içler acısı haline bir son verilmesini istemek hakkımız yok mu? Var! Hatta daha da fazlasına isyan etme hakkımız var. Rant…
Cafer Panahi: Elli yaşında bir film yönetmeni. Suçu: Yönetime karşı çalışmak. Cezası: 6 yıl hapis, 20 yıl boyunca film yönetme, senaryo yazma, yapımcılık yapma ve yerli-yabancı basına demeç verme ve ülkeden çıkış yasağı. Şimdi muktedirlerin gazabına lanet okurcasına onun filmlerini izleme zamanı. Filmlerini bulup izleyip, bir öfke fısıltısıyla kulaktan kulağa anlatma zamanı. Şimdi her türlü faşist zihniyete bir kez daha tükürme zamanı.
Haber takibi yapıyor muyuz? Birkaç gün içinde unutup gidiyor muyuz, çok önem verdiğimiz bir konuyu bile… Emek Sineması için internet üstünden yazışmalar yaptık, imzalar topladık, yürüyüşlere katıldık, sloganlar attık… Sonra ne oldu? Kaygan gündem “orada neler olduğunu” unutturdu mu bize? “Emek Sinemasını Yıktırmıyoruz Platformu” ve “İstanbul Kültür Sanat Varyetesi” herkesi 11 Haziran Cuma günü saat 19 :00‘da bir buluşmaya davet ediyor. Bildiriyi herkesle paylaşalım ve Emek için emek verenleri yalnız bırakmayalım. HEPİMİZ BİLİRKİŞİYİZ, YIKTIRMIYORUZ! Emek Sineması, İnci Pastanesi ve Yeni…