Defalarca söylediğim bir şeyi tekrar edeyim. Oksijen Gazetesi’nin O2 adlı ekinde yer alan “Rafta Kalmasın” köşesi, bir “kitap eleştirisi” köşesi değil. Bir “tanıtım” köşesi. Yani okuyup beğendiğim bir kitabı, yeni okurlara ulaştırmak istiyorum. Bir kitabı potansiyel okurlara tanıtmak ve onların ilgisini çekmek amacındayım anlayacağınız. Bu köşede, yayımlanmasının üstünden zaman geçmiş, hala kitapçılarda bulunsa da unutulmuş olan, zamanında gözden kaçırıldığını düşündüğüm, daha fazla sayıda okura ulaşmasını dilediğim kitapları “tanıtmaya”, hatırlatmaya çalışıyorum. Bunu yaparken eleştiri alanına girebilecek ufak dokunuşlar yapıyorum. Ama bu…
Gazete Oksijen
Temel sorulardan biri belki de bu: Yazdıklarımı kim okuyor? Bu sorunun açılımları da var elbette. Kimin göre kaç kişi okuyor? Kimine göre kaç kişi okumasa da alıyor? Bazıları okuyanların kimliklerini merak edebilir, bazıları da beğeni oranlarını… Yazana ve yazılana göre değişebilir bu sorular. Ama yazan her kişi, zaman zaman bu soruya kapılıyor kanımca. Yazdıklarımı kim okuyor? Hatta bütün bu yazdıklarım okunuyor mu? Fil Uçuşu, benim bu soruyu sormadığım bir yer. Belki ilk zamanlar öyle değildi. On üç yıl kadar önce…