Haber Takibi

16 Eyl: Hrant’ın Arkadaşlarından Başbakan’a Mektup!

Sayın Başbakan, Arkadaşımız Hrant Dink’i öldürdüler. Beşinci yılına yaklaşan adalet arayışımız kadük kalmıştır. Dilekçe verdiğimiz topyekün devlet, kendini katile yakın gördü. Zaten; katil, polis, bayrak ve muzaffer gülümseme kahramanlık posterinde poz vermişti. Bir türlü ilamını malum edemediğiniz o kalabalık güruh, elbirliği ile kıstırmışlar, hain pusuda kurşun sıkmışlar, kaçmışlar, saklanmışlardı. Şikâyetçiyiz. “Adalet, namus sözümdür” diye ölü evinde ant içtiğiniz halde, Hrant Dink’i işaret parmağıyla gösterip “Bunu” diyen yardımcınızı “Meclis Başkanı”, resmi makamda adamları resmen, “Yakarız canını bak” diyen valinizi vekil, emanet…

julian_barnes_narrowweb__200x293

11 Eyl: Man Booker Adayları

Man Booker ödülünü kazanan isim 18 Ekim‘de açıklanacak. Altı kitaplık listede hem okuru olduğum hem de edebiyatını sevdiğim için gönlümden geçen isim Julian Barnes. Sonucun ne olacağını ise hep birlikte göreceğiz. İşte 2011’in aday listesi: Julian Barnes – The Sense of an Ending Carol Birch – Jamrach’s Menagerie Patrick deWitt – The Sisters Brothers Esi Edugyan – Half Blood Blues Stephen Kelman – Pigeon English A.D. Miller – Snowdrops Julian Barnes

11 Eyl: Değişim İçin Yüz Bin Şair Türkiye’de!

24 Eylül’de şiir, görkemli günlerinden birini yaşayacak. Bu etkinliğin Türkiye ayağı için Fırat Demir, bir süredir geceli gündüzlü çalışıyor. Basın bülteni, ilk olarak Fil Uçuşu’nda yer alan bu etkinlik, sadece şiiri sevenleri değil, yaşadığı dünya üstüne düşünmek isteyen, yüzleşecek cesareti olan herkesi katılmaya davet ediyor. Çünkü şair düşünüyor, çalışıyor, yürüyor. Değişim İçin Yüz Bin Şair Türkiye’de! Basın Bülteni 24 Eylül’de 100’e yakın ülkede ilk kez yapılacak Şiir Festivali “Değişim İçin Yüz Bin Şair”in (100 Thousand Poets For Change) Türkiye ayağı…

09 Eyl: İstanbul Şiir Festivali

Uluslararası İstanbul Şiir Festivali’nin benim için farklı bir anlamı var. Metin Celâl, geçen yıl açılış gecesinin sunumunu yapmamı istediğinden beri, düzenleme komitesinin şakacı anlatımıyla, festivalin doğal sponsorlarından biriyim. Yeri gelmişken çok önemli bir açıklama yapayım. Geçen yıl, bu sunum için bana muhteşem bir hediye vermişlerdi. Adnan Özer, bir Güney Amerika gezisinde kendisi için pek beğenerek aldığı ve üstünde Cortazar portresi olan tişörtü hediye etmişti. (Bir karşılık beklemiyorum ama bu yılki hediyemi de merak etmiyor değilim!) Evet, bir yıl geçti ve festivalin zamanı geldi. Bu yıl festival 13…

letstanbul

08 Eyl: Let’stanbul 2011

İstanbul, 9-15 Eylül tarihleri arasında Bahçeşehir Üniversitesi öğrencileri tarafından, Yaratıcı Fikirler Enstitüsü organizatörlüğünde düzenlenecek bir deneysel bir sanat festivaline merhaba demeye hazırlanıyor: LET’STANBUL. Projeyi yürüten ekiple tanıştım ve bana oldukça detaylı bir dosya sundular. Öncelikle şunu söylemeliyim ki, ekibin kendine olan güveni kadar, gerçekten yenilikçi olma çabaları beni etkiledi. Eskiden moderne, çokkültürlülükten çokdinliliğe, saraylarından köprülerine, gastronomisinden topografyasına İstanbul’un farklı algılarını tema olarak merkezine alacak festivalde ne gibi etkinliklerinden birkaçını sayayım: Gerilla müzik etkinlikleri, şiir enstalasyonu, ses alanı atölye çalışması, doğaçlama…

William-Burroughs-London-1988

08 Eyl: “Burroughs Davası”nı unutmayalım!

William Burroughs yargılanmaya devam ediyor. Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulunun verdiği rapora dayandırılarak açılan davanın ilk duruşması 6 Temmuz’daydı. Mahkeme sırasında “acayip” işler oluvermiş. Yayımcı İrfan Sancı ve çevirmen Süha Sertabiboğlu’nun ifadelerinin mahkeme tutanağına geçirilmesinde sık sık zorluk yaşanmış örneğin. Özellikle “pornografi” ve “porno” ısrarla “müstehcenlik” olarak geçirilirken, “beat kuşağı” yerine “bir kuşak” ifadesinin yer alması da avukatların müdahalesiyle düzeltilmiş. Ayrıca Burroughs, Beat Kuşağı ve kitap üzerine yapılan açıklamaların kayda geçirilmekte zorlanılması sonucunda şöyle bir cümleye sığınılmış: “Sanık suçu…

olum-pornosu20110129010539

07 Haz: ÇevBir’in Mektubu

Ülkemizde müstehcenlik bahane edilerek kültür yaşamına hukuk dışı müdahaleler devam ediyor. Nisan ayında William S. Burroughs’un Yumuşak Makine adlı romanının yayıncısı ve çevirmeni aleyhinde açılan davanın şoku devam ederken, İstanbul Basın Savcılığının geçtiğimiz hafta, Funda Uncu tarafından çevrilen ve Ayrıntı yayınları tarafından yayımlanan Chuck Palahniuk’un”Ölüm Pornosu” adlı kitabı hakkında müstehcen öğeler içerdiği bahanesiyle yeni bir soruşturma başlattığını ve daha önceki örneklerde görüldüğü gibi, kitabın incelenmek üzere bilirkişi olarak seçilen Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu’na gönderilerek bir rapor alındığını öğrenmiş…

cannes-64

26 May: Cannes 2011: Şampiyonluğun geldiği gün

Cannes dönüşü izlenim notlarımı uçakta yazdım, Milliyet Sanat baskıya girmek üzereydi ve rötar yüzünden meydana gelen bir günlük gecikme, yazı teslimi için de sarkma anlamına geliyordu. Neyse ki, uçuş süresi yazının tamamlanması için yeterliydi. (Cannes ve Bir Zamanlar Anadolu’da ile ilgili notlarımı, Milliyet Sanat’taki Noktalı Virgül köşesi için yazıp, Yasemin Bay’a gönderdim. Haziran sayısında olacak. Hem de hoş bir tesadüfle; Cannes’a birlikte gittiğim dostum Emrah Kolukısa da, ‘Devamlılık Hatası’ adlı blogunda, benimle aynı başlığı kullanmış: Bir Zamanlar Cannes’da.) Cannes ve…

YumusakMakine-K

27 Nis: Ama Sayın Willam Burroughs Yazmayın Öyle, Burası Türkiye!

Sel Yayıncılık tarafından yayımlanan bir kitap, William S. Burroghs‘un “Yumuşak Makine”si soruşturmaya uğradı. Sel Yayınları da, bu yazının başlığıyle bir metin yolladı. Diyorlar ki; “Sonunda bu da oldu; yüce Türk yargısı Beat Kuşağı’nın ahlakını da yargılamaya başladı. Ocak ayında Sel Yayıncılık tarafından Süha Sertabiboğlu çevirisiyle yayınlanmaya başlayan William S. Burroughs’un “Cut-up” üçlemesinin ilk kitabı olan Yumuşak Makine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturmaya uğratıldı, davayı açmak için ise bilirkişi raporu da yine o muazzam Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu’ndan alındı….

TRT_Radyo_3

16 Nis: TRT Radyo 3!

TRT Radyo 3, kaderinin belirsiz rüzgarlarıyla savrulmaya devam ediyor. TRT Radyo Dairesi Başkanlığı, Radyo 3 vericilerinin bir kısmının TRT Türkü-TRT Nağme-TRT Haber üçlüsüne aktarılmasının nedenini, verici ve yayın frekansı alanında yaşanan yetersizlikle açıklıyor. Bu durum TRT Radyo 3’ün verici sayısını 43’ten 23’e düşürmüş durumda. Radyo 3’ün karasal yayın alanı bundan böyle büyük metropoller ve sahil kesimindeki turistik bölgeler. TRT’nin konuyu sulh içinde çözmek isteyen isimleri bu verici sorununu dijital radyo yayıncılığı ve ‘DABtuner’ ile çözmeyi düşünüyor; buna da şükür. Ama…