29. Uluslararası İstanbul Film Festivali başladı. Şu anda Türkiye’nin en izlenesi yönetmenlerinin kendileri için bir okul olduğunu söyledikleri festival, bu yıl ilk kez Şakir Eczacıbaşı olmadan buluşuyor sinemaseverlerle. (Yeri gelmişken bir selam da Onat Kutlar’a ve emeği geçen herkese…) Bu yıl festivalde olmayanlardan biri de Emek Sineması. (Bu apayrı bir konu; festivalin açılış töreninde protestolara neden olan, can acıtan bir konu. Emek Sineması yıkılacak, yerine bir alışveriş merkezi yapılacak ve binanın sekizinci katına “göstermelik” bir sinema salonu “kondurulacak”. Sessiz kalmamalı!)…
İKSV
Eray Aytimur‘un 27 Mart 2010 tarihli Radikal Cumartesi ekindeki yazısı, Ubor Metenga buluşmalarından pek güzel söz ediyor. Bu buluşmalarda hem konuşmacı olan bizler hem de tüm dinleyiciler, edebiyatın kanatlarıyla yükseliyoruz, yazı tam da bu noktadan bakmış İKSV’deki etkinliğe. Eray’ı, Açık Radyo yıllarımızda tanımıştım. Şimdi de Radikal ailesinin en takip edilesi kalemlerinden biri olarak okuruyum. Hem yazdıklarını hem de üslubunu çok önemsiyorum. Dolayısıyla Ubor Metenga buluşmalarıyla onun bir yazısının öznesi olmak gurur verici. (Bu gururu daha önce “Bir de Baktım…
22 Şubat 2010 Pazartesi günü saat 20:00’de İKSV’nin Deniz Palas’taki yeni binasının harika mekanı Salon’da Ayfer Tunç ve Murat Gülsoy’la bir edebiyat etkinliği gerçekleştireceğiz. Etkinliğin tanıtım bülteninde şöyle deniyor: “2009’da Can Yayınları tarafından başlatılan ve bu yıl Salon’da devam edecek Can Yayınları 2010 Ubor Metenga Buluşmaları‘nda üç öykü ustası, her ay farklı bir İstanbul öyküsünü çözümleyecek. İlk yapıt, edebiyatımızın büyük isimlerinden Ahmet Hamdi Tanpınar‘ın “Acıbadem’deki Köşk” adlı öyküsü.” Her şey güzel de nedir bu Ubor Metenga buluşmaları diyenler olabilir. Gerçekten…