Milliyet Sanat

16133_184929237111_654977111_3896418_2150869_n

08 Ara: Güncel Sanat dünyasında neler oluyor?

Geçen ay güncel sanat camiası bir başka alemdi. Fil Uçuşu’ndan bir selam çakalım o zaman. İşte bazı başlıklar: Geçen ay her zaman severek okuduğum, “sanatatak.com” ile beni yine heyecanlandıran Ayşegül Sönmez, beyin tokatlayan cinsten bir açıklama yaptı ve Contemporary İstanbul sürecinde “fuarların artık bienallerin yerini aldığı” iddiasını gündeme getirdi. Ama sanat fuarlarının vitrinlerinde sanat eserlerinin sunulduğu bir alışveriş merkezinden farksız olduğu şeklinde karşıt görüşler de vardı. Böylece güncel sanat camiası ‘konuşmaya’ başladı.  O konuşmaların ilk repliğini yazarak, perdeyi açan Ayşegül…

08 Ara: Sanat Hukuku hakkında ne biliyoruz?

Başlıktaki sorunun ortaya çıkışında edebiyatçı ve Sanat Hukuku alanında çalışan arkadaşım Pınar Sönmez’in sohbetlerimizdeki cümlelerinin payı var. Pınar Sönmez, geçenlerde yazdığı uzun bir mektupla, konuyu daha da derinleştirdi. Mektubun bir bölümünü paylaşmak hem aydınlatıcı hem de soruları çoğaltıcı olacak.  Söz, konunun uzmanında: Sanat Hukukuna bakış ile hukuka genel bakış farklı yönlere düşmüyor. Hukukta hakkaniyete, hak aramaya, hakkını vermeye nasıl bakıyorsanız Sanat Hukukunda da böyle. Ama genel hukuk kurallarından ve Ticaret Hukukundan çok farklı, teknik, özel kurallarla… Öncelikle sanat sektörü açısından kavrayış…

14 Tem: Sinemacılara Açık Mektup

Kısa filmlerin, yeni yönetmenlerin, yeni bakış açılarının önünü açmak, tanınırlıklarını sağlamak, üretimi artırmak için kendi halinde bir öneridir. Türkiye’de çekilen kısa filmlerin izleyiciye ulaşamaması çoğu zaman dertlendiğim bir konu. Elbette bu filmlerin popülerlik çarkının içinde ezilmesinden söz etmiyorum. Ayrıca çok değerli kısa film festivallerinin, yarışmalarının, özel gösterimin olduğunu, bazı üniversitelerin bu konuya gereken değeri verdiğini de biliyorum. Ama yine de yıl içinde izlediğim kısa filmlerin daha geniş bir izleyici beğenisine ulaşamaması, o filmleri yapanların adlarının anılmaması canımı sıkıyor. Geçenlerde twitter’da…

14 Tem: Sait Faik’ten Sabahattin Ali’ye

Sabahattin Ali adına verilen edebiyat ödülü yendiden canlandırılamaz mı? Darüşşafaka Lisesi öğrencilerinin yaptığı işleri alkışlamak gerekiyor. Bu kez de ellerinde Sait Faik’in öykülerinin adları yazılı dövizlerle Burgazada’daydılar. Sonunda beklenen oldu ve 2010’dan beri restorasyon nedeniyle kapalı olan Sait Faik’in Burgazada’daki müze evi yeniden hizmete açıldı.Öncelikle Darüşşafaka Cemiyeti başta olmak üzere, bu sürece katkı sağlayan, emek veren herkese teşekkür etmek gerekiyor. Yeri gelmişken bir teşekkür de, kitabını okuduğum ilk andan itibaren Sait Faik Hikâye Armağanı ile taçlandırılmasını istediğim Sine Ergün’e; böylesine…

31 Mar: Telif hakları konusunda sorunlar bitmiyor

İnternet üstünde çokça dizi film ve sinema filmi izlenebilen site olduğu bilinen bir gerçek. Biri kapansa ya da kapatılsa bir diğeri devreye giriyor. Türkiye’de ulusal kanallarda, dijital platformlarda yayınlanmayan çoğu diziyi meraklıları bu sitelerden sezonlar boyu takip ediyor. Altyazılı olarak izlenebilen dizilerde siteler hem zamana karşı, hem birbirleriyle yarışıyor. Ama iş bu kadarla da kalmıyor. Daha yeni vizyon görmüş, hatta vizyon görmemiş kimi diziler Türkçe seslendirilmiş olarak bu sitelerde yerlerini alıyorlar.Yanlış anlaşılmasın; sinemaya Türkçe olarak girmemiş, DVD için seslendirilmiş filmlerden…

24 Şub: Oscar yayınında bizim stüdyo

Oscar gecesini bir de kendi cephemizden anlatmak isterim. Gecenin Türkiye’deki canlı yayınını gerçekleştiren NTV ve benim de içinde bulunduğum Oscar sunum kadrosunun cephesinden. Bu kadronun temel taşları Tuğrul Eryılmaz ve Mehmet Açar’dan oluşuyor. Bir de kırmızı halı bölümünü yorumlamak için aramıza katılan modacılar var. (Bu yıl Zeynep Yapar ve Arzu Kaprol ile birlikte olacağız.) Ama gecenin asıl sahibi, asıl yorumcuları izleyiciler. İzleyicinin gerilimi daha kırmızı halı bölümünde başlar; gördüğü her kıyafetle ilgili bilgileri hemen ister. En ufak bir yanlış bilgide,…

Oscar_Predictions_2013_85th_Academy_Awards

24 Şub: Oscar sadece sinema değildir!

Öncelikle 10 Ocak günü yapılan adayların açıklanması törenine gidelim. Bu törende 1972 yılından beri ilk kez asıl törenin sunucusunu gördük. (1972’de de ödül töreninin ev sahipliğini yapmış olan Charlton Heston tarafından açıklanmış adaylar.) Bu yıl da adayları gecenin ev sahibi Seth MacFarlane, yanına Emma Stone’u alarak ve sıradan şakalarla bezenmiş bir sunumla açıkladı adayları. Bu sunucuların seçimine ve aday açıklama töreninde de MacFarlane’in karşımıza çıkacak olmasına, izlenme oranları üstünden bakmakta fayda var. Son on yıldır Oscar ödül töreninin izlenme oranları…

5282404351_c2617735d9_o

16 Şub: Hani yerli dizi yersiz uzundu?

Transfer mevsimi geldiğinde kalbi futbolda atan spor basını coşar. Reytingi bol büyük takımlara her gün yeni bir oyuncu alınır, futbolun dünyadaki yıldızlarına (elbette fotoşopla) daha transfer olmadığı takımın forması bile giydirilir. Transferin gerçekleşip gerçekleşmemesi pek önemli değildir. Gerçekleşirse, gelen oyuncunun elinde bir kaldıraçla geldiği ve dünyayı yerinden oynatabileceği vurgulanmaya başlanır. Neden sonra, oyuncu sihirli değnekle geldiği takımı ve Türk futbolunu değiştiremezse gözden düşer, reyting alanından çıkar. Sıradanlaşır. Unutulur. Bir süredir televizyon dizileri de farklı bir muamele görmüyor. Boy boy ilanlar,…

20 Ara: Öykü okuyunuz efendim!

Yeni yılın gelişiyle anketler de çoğalıyor elbette. Sıkça sorulan sorulardan biri de “Sizce yılın en iyi romanları hangileri?” sorusu. Roman sanatının seçkin örneklerine haksızlık etmek istemem ama yılın kitapları seçkisi yapılırken öykünün dışarıda tutulmasıyla bu alandaki verime yapılan haksızlığı da sindirecek değilim. 2012 öykünün gürül gürül çağladığı bir yıl oldu. Varsın o çağlayanın sularında yıkanmak istemesin kimileri, varsın yayıncılık dünyasının ticari gemileri bir kıyıdan öteye romanları taşımaya devam etsin, varsın sıradan romanlar bile oyunu kurallarına göre oynamayı başardıklarından sahne ışıklarıyla…

18 Kas: Günden Kalanlar.37

* Neredeyse bir aydır yazmamışım Fil Uçuşu’na. Bir ara “Yazarımız yıllık izninin bir bölümünü kullandığı için yazılarına kısa süreliğine ara vermiştir” yazmayı düşündüm. Sonra konuyu sulandırmamaya karar verdim. Yine de günün birinde kullanabilirim bu cümleyi.   Eski bir öğrencimden gelen mesaj, kaç gündür bir şey yazmadığımı kontrol etmeme neden oldu. Açıkçası blog sayfasını açmıyordum bile. Öğrencim bu tatil süreciyle ilgili memnuniyetsizliğini “Ben alacağımı alıyordum Fil Uçuşu’ndan,” diye dile getirmiş. (Aslında bu mesajdan kısa bir süre önce de Emma Peel’in özlendiğini…