…elinde sigara masasında şişe, ne de güzel söyleyemez “r”leri, ne de güzel bakar hayata o meraklı gözleri, bilinmez zihninde hangi şiirin hangi dizeleri… Özdemir Asaf (11 Haziran 1923 – 28 Ocak 1981) MYTHE Artık beni kimse yalnız bırakamaz.
Şiir
Azad Ziya Eren ile 2009 yılında tanıştık; ayaküstü kısa bir sohbet. O sohbetten aklımda kalan en net görüntü, ikimizin de neşeli, gülen hali. Neye gülmüştük, neydi bizi eğlendiren şu kara kuru dünyada, bilemem. Ama bir yolunu bulmuş, yokuş aşağı yuvarlanan ruh hallerimizi, hem de frene asılıp kazaya mahal vermeden durdurmayı başarmıştık. Öyledir işte, bazen denk düşer… Metin Altıok Şiir Ödülü‘nü aldığı o yılın ertesinde, bir de İstiklal’de karşılaşmışlığımız var. Aniden yolda karşılaştığında ne yapacağını bilemeyen her tedirgin gibi, biz de…
İşte, hayatta hiçbir şey yapmadan yirmi sekizinci yaş günüme vardım -hayatta hiçbir şey, edebiyatta ya da kişiliğimde hiçbir şey. Şu ana dek en eksiksiz yenilgiyi tattım. Heyhat, daha ne kadar sürecek bu? Vicdanımı yokladıkça, hayatımı oluşturan hiçlikten dolayı kendimi o kadar az bağışlayabiliyorum. Bunca gecikmeme yol açan dehşetli şey ne ola ki? Yetersiz okumalarım, pratik zekâ eksikliğim […] Bu satırların yazarı sadece edebiyatın değil dünya tarihinin en dikkat çekici kişilerinden birine Fernando Pessoa’ya ait. Ya da…
Kimi alındı kütüphanenin bir köşesinde sırasını bekliyor. Kimi henüz alınamadı; alınacaklar listesinde bir madde olarak duruyor. Kimilerinin arka kapağı okundu, birkaç sayfası karıştırıldı. Kimilerinin hakkında çıkan yazılara bakıldı ama etkilenmemek için tam olarak okunmadı. Bazen böyle oluyor işte; uzun zamandır okunmayı bekleyen kitaplar listesi oluşuveriyor. Üstelik giderek büyüyor o liste; örneğin tam bunları yazdığım sırada Yaşar Kemal‘in “Çıplak Deniz Çıplak Ada”sı göz kırpmaya başladı bile. Listenin bir kısmını Fil Uçuşu okurlarıyla paylaşmaya karar verdim. Listedeki bütün kitapları alacak mıyım, okuyabilecek…
…Özdemir Asaf, yuvarlanıp giden bir “r” harfinin arkasından bakıp sigarasını tellendirmektedir. Özdemir Asaf (11 Haziran 1923 – 28 Ocak 1981) Noktasız Biri gelir sorarsa Sana beni sorarsa Gitti der misin Gittiğimi söyler misin Gidiyorum ben sana Benimle gider misin
Yazının başlığı Didem Gülçin Erdem‘in “Olmayanım İçinizde” kitabından, “ayin: el avlusu” isimli uzun şiirinin -III- başlıklı bölümünden alındı. Daha önce hiç okumamıştım Erdem’in şiirlerini. Everest Yayınları’ndan çıkan kitabı sayesinde tanıştım. Oysa 2004’ten bu yana çeşitli edebiyat dergilerinde şiirleri ve yazıları yayımlanıyormuş. Üstelik Homeros Şiir Ödülü, Memet Fuat Genç Şiir Ödülü ve Arkadaş Z.Özger Jüri Özel Ödülü’nün de sahibi. Açıkçası beni çeken de bu son ödül ve ödülün adına verildiği ismin çağrışımları oldu. Arkadaş Z.Özger, her okuduğumda bir tragedya gibi geçip…
…Edip Cansever, tedirgin bir dize gibi bakmaktadır hayata. Barmenin aksi yansımış aynaya; ikisi de yalnız görünüyor. Masada kültablası, rakı, su, sigara paketi, çakmak… Masa da masaymış ha!
Raymond Carver 25 Mayıs 1938 – 2 Ağustos 1988 Raymond Carver’ın What We Talk About When We Talk About Love isimli harika öykü kitabını 2008 yılında okudum. Kitap “Aşktan Sözettiğimizde Sözünü Ettiklerimiz” adıyla ve Zafer Aracagök çevirisiyle 1994 yılında İletişim Yayınları’nca yayımlanmış ama o çeviri ne yazık ki bende yok. (Keşke yeniden basılsa da, hem ben alsam hem daha çok öykü tutkunu okusa.) Carver, kalemini bir kamera olarak kullanırken, gerçek dünyayla kurmaca arasındaki dengeyi hassasiyetle kuran, kalem-kamerasıyla yazıya döktükleri arasındaki…
24 Eylül’de şiir, görkemli günlerinden birini yaşayacak. Bu etkinliğin Türkiye ayağı için Fırat Demir, bir süredir geceli gündüzlü çalışıyor. Basın bülteni, ilk olarak Fil Uçuşu’nda yer alan bu etkinlik, sadece şiiri sevenleri değil, yaşadığı dünya üstüne düşünmek isteyen, yüzleşecek cesareti olan herkesi katılmaya davet ediyor. Çünkü şair düşünüyor, çalışıyor, yürüyor. Değişim İçin Yüz Bin Şair Türkiye’de! Basın Bülteni 24 Eylül’de 100’e yakın ülkede ilk kez yapılacak Şiir Festivali “Değişim İçin Yüz Bin Şair”in (100 Thousand Poets For Change) Türkiye ayağı…
Uluslararası İstanbul Şiir Festivali’nin benim için farklı bir anlamı var. Metin Celâl, geçen yıl açılış gecesinin sunumunu yapmamı istediğinden beri, düzenleme komitesinin şakacı anlatımıyla, festivalin doğal sponsorlarından biriyim. Yeri gelmişken çok önemli bir açıklama yapayım. Geçen yıl, bu sunum için bana muhteşem bir hediye vermişlerdi. Adnan Özer, bir Güney Amerika gezisinde kendisi için pek beğenerek aldığı ve üstünde Cortazar portresi olan tişörtü hediye etmişti. (Bir karşılık beklemiyorum ama bu yılki hediyemi de merak etmiyor değilim!) Evet, bir yıl geçti ve festivalin zamanı geldi. Bu yıl festival 13…