Tanrı Beni Görüyor mu?

Murat Gülsoy’dan bir öykü kitabı:
Zihnin yangın yerinden kurtarılmış parçalar!
Bu kitaptaki bütün öykülerin yazılış süreçlerini biliyorum, dolayısıyla benim için ayrı bir anlamı var bu bütünün. Belki bu nedenle kimilerine “taraflı” gelecektir yapacağım yorumlar. Doğrudur. Taraflıyım; iyi edebiyatın tarafındayım.

Murat Gülsoy, Bu An’ı Daha Önce Yaşamıştım adıyla yayımladığı öykü kitabında yer alan on öyküyü gözden geçirerek yeniden yazdı. Ama Tanrı Beni Görüyor mu? bütününü oluştururken bununla sınırlı kalmadı, dokuz yeni öykü ekledi. Üstelik bu öykülerin içinde desenleri Sercan Şengün tarafından yapılan bir de grafik-öykü var: “Bize Kuşdili Öğretildi”.

Edebiyatın bir oyun-deney alanı olarak kullanılmasını “tehlikeli” bulanlara inat, sınırları zorlamaktan korkmayan, cesur bir öykü kitabı Tanrı Beni Görüyor mu? Sadece bu cesaretin sınanması-yorumlanması için bile okunmaya-tartışılmaya değer. Edebiyatın bir çizgide yürümek olmadığını düşünenler için farklı anlatım tarzlarının, tekniklerinin denendiği bir buluşma noktası. Bu öykülerin yazılış sürecinde fikir alışverişinde bulunmanın beni çok farklı noktalara, araştırma sahalarına savurduğunu söyleyebilirim. İşte bu deneyimden de yola çıkarak, has edebiyat okuru için bulunmaz fırsat diyorum. Üstelik eğlenerek ve bir sonraki sayfayı merak ederek okunacak öyküler.

Son sözü kitabın tanıtım metnine veriyorum: “Geceleri ortadan kaybolan 74 model bir Mercedes; hikâyesinin kahramanı olduğunu kabullenemeyen bir karakter; yaşamları kısa bir süreliğine kesişen iki şehir yalnızı; yazı yoluyla birbirine dönüşen köle ve efendisi; kuşların dilini öğrenmek için ortadan kaybolan bir dayı; yıllar önce ölmüş şair bir dosta yazılan mektuplar; Van Gogh’un resmini yazı yoluyla görmeye çalışan körler; durmadan çoğalan bir Kafka öyküsü ve diğerleri… Murat Gülsoy’un kendine özgü sürükleyici üslubuyla kaleme aldığı öykülerden sadece bir kısmı. Murat Gülsoy’un 19 “farklı” öyküsünde canlanıp dile gelen yaşam biçimlerini oluşturuyor hepsi birer birer. Murat Gülsoy, biçare hallerimizin koridorlarında gezinmeye devam ederken “zihnin yangın yerinden kurtarılmış parçalar”ı irkiltici, düşündürücü bir çerçeveyle sunuyor bizlere. Grafik, illüstrasyon, fotoğraf ve resim gibi farklı anlatım araçlarının da kullanıldığı kitapta okurlar öykünün olanaklarını sonuna kadar araştıran bir yazar merakı da bulacak, bu keşif macerasına ortak olacaklar.”

Kişisel not: Kitabın kapağında kullanılan Pere Borrell Del Caso imzalı tablo ilk gördüğümde beni çok etkilemiş bir tablodur. Meraklı okurun bu tablonun tarihçesine doğru bir yolculuk yapmasını tavsiye ederim.

Yorumlar (1)

Öykülerin konuları birbirinden ilginç görünüyor. İlk fırsatta alıp okuyacağım.

bir yorum bırakın