Atatürk Havaalanı’ndaki patlama sonrasında, kısacık bir zaman dilimi içinde, henüz teröre kaç kişiyi kurban verdiğimizi bilmezken, henüz olay sonuçlanmamışken, henüz…henüz… anlayacağınız ölümün rezil kokusu henüz ellerimizdeyken, siyasi aklamalara-siyasi karalamalara girişti kimileri. Saniyeler, dakikalar içindeki tepkinin bu olabilmesi düşündürücü. Umutsuzluk sarıyor insanı böyle olunca.
Kabataş Yalanı’nı duyunca, o yalancıları görünce umutsuzluk sarıyor insanı.
Tecavüzcünün, çocuk tacizcisinin aklanması için cümle kurabilen insanları görünce nefesimiz kesiliyor, umutsuzluk giriyor kanımıza.
Gözümüzün içine bakarak yalan söylendiğini görünce umutsuzluk sarıyor.
Bu coğrafyada, umutsuzluğa düşmek için her türlü tuzak var. Adımını adımının önüne koyarken dikkat edenler bile kurtulamıyor o tuzaklardan. Kimi zaman nefret, kimi zaman öfke, kimi zaman da çaresizlik öyle bir hal alıyor ki, umutsuzluğa dönüşüyor.
Benimle aynı kuşaktan olanlar, bu duyguyu 2 Temmuz 1993 günü ve sonrasında en koyu haliyle yaşamıştır. Bizler o günü gördük, saniye saniye yaşadık. Madımak Oteli yakılırken, orada canlar alevler içindeyken biz insanlığımızdan utanmayı öğrendik. O günün hükmedenleri açıklamalar yaparken kanımız çekildi. O açıklamaları duyduk. O vahşilere, o katillere arka çıkanları, onları aklamak için türlü takla atanları gördük. Tıpkı bugün, o vandallardan mağdur yaratmaya çalışan zihniyeti gördüğümüz gibi…
Ne büyük bir umutsuzluk değil mi?
Hah, işte orada duralım bir kalem. Yok öyle yağma…
Umutsuzluğun ataletine sığınacak değiliz. Birilerinin yalanlarına yalan eklemesini çaresizlik içinde izleyecek değiliz. Sahte mağduriyetlere teslim olacak değiliz.
Aman yanlış anlaşılmasın, burada kullanılan “biz” öznesi, doğrudan bir siyasi duruşu falan temsil etmiyor. İnsan olmanın en basit haliyle kullanılan bir özne bu.
Tarih bazı olayların kırılma noktası olduğunu, iyiyle kötünün ayrıştığı anların insanlık tarihini belirlediğini fısıldar.
Biz Madımak’ı unutmadık. Unutmayacağız.
Hiç merak etmeyin, vicdanınız çatlayana kadar size de hatırlatacağız.