Yakında. Çok yakında.

Dünyanın midesi bulanıyor.

Sonunda hepimizi kusacak.

Hepimizi.

Ayrım yapmadan. İnsan eli değen her yere bulaşmış kötülüğü temizlemekle uğraşmadan. Buna tahammülü yok artık. Bunca öfkeyi, bunca nefreti, bunca vahşeti taşıyacak hali kalmadı. Ağzından köpükler saçan insanlığı, o salyalarda boğacak. Öylesine yorduk ki dünyayı…

Umut var mı?

İsteyen “sevgi kelebeği” desin, isteyen salak… Bence her zaman umut var. Yaşamak hala ve her şeye rağmen güzel. Dünyanın yorgunluğunu alıp, onunla yeniden mutluluk sofrasına oturmak mümkün.

Bu umutla oturuyorum her gün defterin başına. Yeniden. Kimi zaman nefes alacak gücü bile bulamıyorum açıkçası. Ama yine de sarılıyorum kaleme. Yeniden.

Ağustos böyle bir ay oldu benim için. Bir indim bir kalktım yazının tahterevallisinde. Yeni öykülerle umut yeşertmeye çalıştım. Defterlerden taştı yıllardır birikenler. Yazdım, yazdım, yazdım…

Sonuç?

Yakında. Çok yakında.

Comments (4)

Umut pandoranon kutusundan çıkan en son kötülük belki de…

Pentagram'ın dediği gibi umudumuz sonsuzdur uğraşımız bitmez hiçbir zaman. Hasretle bekliyoruz…

Tolga Çamlı

O zaman hevesle bekliyoruz Yekta Hocam 🙂
Sevgiler,
Peyman

Siz yeni öyküler yeşertin biz de o yeşile uzanalım aynı gökyüzünün altında..

Leave a comment