“2001 Eski Türkiye’nin Son Yılı” ve Odaklanmak

Mirgün Cabas’ın kitabı çoğu gazetecinin, çoktan unuttuğu bir olguyu “yeniden” keşfediyor: Odaklanmayı.

Habere, zamana, içeriğe odaklanmak ve bunun üstünden bir düşünce alanı yaratmak. Odaklanılan meseleyi analiz edebilmek için okuyana alan yaratmak. Bu analizi, farklı bakış açılarıyla çoğaltmak. Farklı bakış açılarının, o odaktan kaçmasına izin vermemek. Bir döneme, o dönemin aktörlerinin gözünden bakarken “zaman kayması” yaratılmasına engel olacak sorularla, doğru gazetecilik yapmak.

Sözünü ettiğim kitabı çok kişi biliyor artık: “2001 – Eski Türkiye’nin Son Yılı”

Pastaya çilek koymaya çalışmayan, içeriğini-derdini ve durduğu yeri hemen anlatan bir isim.

Mirgün, bize 2001 yılını anlatıyor. “Yeni Türkiye” diyenlerin, bu deyişi reddedenlerin ve yakın tarihi unutma konusunda kararlı olanların “Eski Türkiye” ile geçirdiği son yıl. Arada popüler kültür, spor, sanat gibi alanlara giriş çıkışlar olsa da (27 ve 28.bölümler), kitap siyaset odağında kalmayı seçiyor. Öyle net bir çizgide yürütüyor ki okurunu, düşmek olanaksız.

Bu aralar kitaplardan-kitapçılardan uzaktayım. O nedenle çıkar çıkmaz ulaşamadım bu kitaba. Oysa yazılış sürecinden haberim vardı, meraktaydım. Günübirlik bir İstanbul seyahatinde kitaba kavuştum. İstanbul’dan Bodrum’a dönerken, uçakta başladım kitaba. O kısa uçuşta 132.sayfaya gelmiştim bile. Sonra da bırakamadım. 540 sayfalık “tuğla” gibi kitap bitti.

Kitap hakkında çok konuşulacaktır. Farklı mahalleler, farklı cümleler kuracaktır. O dönemi yaşayanlar ve yadsıyanlar paragraflar dolduracaktır. Ben işin o kısmına girip “Vay vay, bu da böyle olmuş,” ile “Yok yahu, onu yanlış aktarmış,” uçları arasında gidip gelmeyeceğim. Böyle konuşmalar iyidir, kendiliğinden bir hesaplaşma doğurur. Kaldı ki, Mirgün’ün istediği de bu sanırım. Bir “hesaplaşma ve yüzleşme” alanı yaratabilmek.

Can Kozanoğlu’na teşekkür etmiş giriş yazısında Mirgün. Böyle kitapların editörü olmak dertli bir iş olduğundan, ben Emre Taylan’ı da tebrik edeyim. Yine harika bir kapak yaptığı için Utku Lomlu’ya şapka çıkarayım. Srıma Köksal’a selam verip, Can Öz’ü de alkışlayayım.

Bundan sonra yazılacak benzer kitaplar için önemli bir hatırlatma yapan Mirgün Cabas’a da “Yenisini bekliyoruz” diyeyim.

O hatırlatmayı tekrar etmeme gerek var mı?

Odaklanmak önemlidir.

bir yorum bırakın