Bal: Beyazperdede Bir Şiir

Sonunda Semih Kaplanoğlu’nun Yusuf Üçlemesi‘nin son filmi Bal’ı izledim. İlk iki film Yumurta ve Süt’ü çok beğenmiştim. Bal, bu beğeniyi katladı da katladı ve sonunda üçleme kişisel sinema tarihime bir bütün olarak kazınmış oldu. Aslında Bal hakkında (ve elbette üçleme hakkında) söyleyecek çok şey var. Kısa bir yazı bütün o emeğe bir haksızlık bile olabilir. Neyse ki, uzun cümlelerimi ve karmakarışık düşüncelerimi Semih Kaplanoğlu ile paylaştım.

Konuşacak çok şey var: Coğrafya-kader ilişkisi, inanç-inançsızlık ekseni, çocukluğa doğru yapılan tersine yolculukta doğaya giderek daha çok dokunmak (ve hatta sonunda bir ağaç kovuğuna sığınmak), Rönesans ressamlarının yağlıboya fırça darbeleri, Miraç Kandilinden Rimbaud’ya uzanan bir şiir evreni, Pagan ayinleri, Tarkovski, Tsai Ming Liang (ve kesinlikle Miyazaki), sözler, fısıltılar, yazmak-okumak, yaşadığımız coğrafyadan evrensele insan üstünden ulaşmak, baba-oğul- anne-oğul, aile, çocuk, çocuk, çocuk…

Filmin Berlinale’den Altın Ayı ile dönmesine çok sevinmiştim. Ama bugünkü sevincim filmi izleyebilmiş olmak. Bir büyük sinema şiiri bu üçlemeyle kişisel tarihime kazınmış oldu.

Bal, 9 Nisan’da Türkiye’de gösterime giriyor. Kaçırılmamalı. Başta Semih Kaplanoğlu olmak üzere bütün ekibe, genç usta Barış Özbiçer’e (güler yüzü özlenen insan), Erdal Beşikçioğlu’na (döktürmüşsün Erdal!), üçlemenin önemli ismi Tülin Özen’e (ah Hayalet Gemi ahh!) alkışlar!

Ama alkışın Aslan payı filmin çocuk oyuncusu Bora Altaş’a.

Kişisel Not: Film ulusal-uluslar arası başka yarışmalara katılır mı bilmem, ama katılırsa, Bora Altaş’ın “En İyi Erkek Oyuncu” ödülüne aday gösterilmemesine şaşıracağım kesin.

Yorumlar (8)

İzlemek için sabırsızlanıyorum. En çok da Bora'nın performansını merak ediyorum.. Gelse de şu üçlemeyi tamamlasak artık.

Filmi çok merak ettim bu yazıyı okuyunca.

uzun zamandır bekliyorum bu filmi. ama küçük oyuncu bora cidden çok sevimli görünmüştü gözüme ''yönetmene ne zaman yeni film çekiyoruz?'' diye soruyormuş cidden çok şirin ve yetenekli küçük bir star izleyeceğiz sanırım…

Yumurta'dan sonra Süt'ü izlediğimde çok daha fazla heyecanlanmış ve kendimi daha fazla düşünmek zorunda bulmuştum. Semih Kaplanoğlu'nun Bal'la müthiş finali yaptığına adım gibi eminim! Son zamanlarda beni heyecanlandıran nadir bekleyişlerden biri!

henüz ilk ikisini de seyretmiş değilim. sanki üçleme tamamlandığında seyretmem gerekiyormuş gibi bir his var içimde ve tuhaf bir bekleme sürecindeyim :)))

Bal'ı çok merak ediyorum.Fragmandan da anlıyoruz emeği…Dilerim ki bu film ülkesinde de hak ettiği değere kavuşur.

Yumurta'yı izledikten sonra, jenerik akarken sırf Nejat İşler için geldiğini anladığımız kadınların yorumu şuydu:"Eee, n'oldu şimdi?"…
Ne olduğunu görüp utanmışlardır belki:D Bal harika bir film. Gitmeden söyleyebiliyorum, Yumurta tecrübesinden dolayı. Şu katarsis olayını hemen yaşamak istiyorum.

Yarın Anadolu Üniversitesi'nde Semih Kaplanoğlu'nun da katılacağı özel gösterim gerçekleşecek. Ders saatine denk geliyo ama bir yolunu bulucaz bakalım.

bir yorum bırakın