Burak Göral’ın beş yıllık hayali-emeği sonunda kitap oldu. “ÇOCUKLA SİNEMA – Çocuklarınız İçin Film Seçme Rehberi”, Doğan Kitap etiketiyle yayımlandı.

Burak, eski dost. Bu kitaba nasıl çalıştığını çok iyi biliyorum. Her daim destekçisi ve düşünce ortağı olan karısı Emel Göral ile bu düşünceyi bir kitap, bir dijital yapı olmanın ötesine taşıdılar geçen beş yıl içinde. Bence “Çocukla Sinema” ebeveynler için bir düşünce ve sanat üretimi platformu. Sanat üretimi derken ne demek istediğimi açıklayayım. Biraz da iğne-çuvaldız hesabı yaparak… Çevremde çocuğuna sanat zevki aşılamaya çalışan çok sayıda anne-baba var. Onun sanat üretimi içinde olması için gecelerini gündüzlerine katıyorlar. Piyano kursları, gitar dersleri, bale atölyeleri, koro çalışmaları, yaratıcı drama sınıfları…
Eğri oturup doğru konuşalım. Bir genelleme yapmıyorum ama o çocukların kaçı gerçekten müzik konusunda bilgiyle-sevgiyle donanıyor ve bunu yetişkin hayatlarına taşıyor. Baledeki başarısı anlatıla anlatıla bitirilemeyen o çocukların kaçı bale tutkunu oluyor, kaçı bugün Türkiye’de bale sanatının sorunlarına dertleniyor? Örnekler çoğaltılır, ne demek istediğimi anlıyorsunuz.
Neden böyle peki? Çünkü ebeveyn dayatmasıyla olmuyor bu işler. Evde hiç kitap okumayan bir veli gelip de “Çocuğuma kitap okumayı nasıl sevdirebilebilirim, bana kitap önerebilir misiniz?” dediğinde sadece üzülüyorum. Oooof of!
İşte Burak “Çocukla Sinema”da bu meselenin üstüne gidiyor aslında. Alın bu kitabı ve sanatla-sinemayla zaman geçirin, diyor. Çocuğunu bir kursa götürüp, o çalışırken alışverişe giden ebeveynlere şunu anlatmaya çalışıyor: “O zevki paylaşmadığınız zaman, sanatın iyileştirici ve öğretici gücü çocuğa geçmez, kalıcı olmaz. Birlikte yapın. Ben çocuğuma filmle ilgili ne anlatacağım diyorsanız da, alın size bir rehber.”
Üstelik bunu söylerken bir deneyimden yola çıkıyor. Kitabın önemli paydaşlarından biri olan oğlu Emre ile yaşadıkları deneyimi anlatıyor. Yani sanat eğitiminin dayatmacı değil, paylaşımcı olduğu zaman genç bir bireyi dönüştürebileceğini söylüyor. Kitabın sadece önsözünü okumak bile bir çok anne-baba için eğitici olacaktır.

Bu kitap ebeveyn için bir rehber olduğu kadar, çocuk için de bir kayıt alanı, bir not defteri. Çocukluktan gençliğe geçişte bir yol arkadaşı. Ergin zamanlara bırakılacak bir sanat belgesi. Ne yalan söyleyeyim, kıskandım. Hatta bütün filmleri bir daha izleyip, kitabın “günlük” olarak tasarlanmış sayfalarını doldurmak istedim.
Çocuklarımızın sanatla büyümesi elbette güzel. Ama bu ancak “birlikte” olunca mümkün ve kalıcı. Taşıma suyla değirmen dönmüyor hanımlar-beyler!
Bu kitabı hemen alın ve çocuklarınızla bir sinema yolculuğuna çıkın. Ayrıca “Çocukla Sinema” hareketini internet ve sosyal medyadan da takip edin derim. Instagram ve Twitter sayfalarına bir bakın…
Bize sanatın değerini bir kere daha hatırlatan kitabın için teşekkürler Burak.
