Günden Kalanlar.41

Bir süredir sosyal medyada, özellikle Twitter’da sınırlı zaman geçiriyorum. Sınırlı zaman tam durumu açıklayan tanım oluyor; çünkü akıllı telefonumun üzerindeki bütün sosyal medya uygulamalarına süre sınırı koydum. Elbette istesem bu sınırı kaldırabilir ya da süreyi esnetebilirim ama yapmıyorum. Çünkü bu durum giderek daha çok hoşuma gitmeye ve bana iyi gelmeye başladı. İlk zamanlar bir şeyler kaçırdığım, bir şeylerden uzak kaldığım ve bazı sesleri duyamaz olduğum duygusu hakimdi. Giderek o sessizlik halinin değerini anladım. Duymak istediğim seslerin bir süre sonra gürültüye dönüştüğünü, her zaman olmasa da çoğu zaman kendi iç sesimi bile dinlememe engel olduğunu fark ettim. Bu “sessizlik” halinin yarattığı boşluğu başka şeylerle doldurmak değerli. Dilerim bu mesafeli hal uzun sürer.


“Better Call Saul” yeni sezonunu merakla beklediğim tek dizi şu aralar. Aynı şeyi bir “Peaky Blinders” için söylüyordum, o yayınlandı ve izledim. Açıkçası PB’ın 5.sezonu öncekilere göre biraz hayal kırıklığı yarattı. Shelby’lerin pagan kökenlerine, çingene inanışlarına yapılan göndermeler bir süre sonra ana hikayeden kopmama neden oldu. Thomas’ın iyilik-kötülük ekseninde netlik ayarı yapamayışını seviyorum ama bunun ruhani karşılığından biraz yoruldum. Finaldeki sürpriz ise etkileyiciydi fakat derinlemesine düşününce inandırıcılık sorunu vardı. Yine de PB atmosferiyle iyi zaman geçirdim. BCS ise tüm zamanların en iyileri listesinde olmayı hak eden bir dizi, merakla bekliyorum.

İki gün önce tuhaf bir rüya gördüm. Rüyanın en güzel yanı, bir yerinde Fümet’i görmemdi. Fümet Anıt… 2002’de gidiverdi bu dünyadan. Çok özel bir arkadaştı, değerliydi, bilgeydi, komikti. Sıklıkla aklıma gelir, o gece de rüyama geldi. Hatırlamadığım bir soruya cevap arıyordum rüyamda, cevapladı Fümet.

Yazmakla aramda bir mesafe var. Sakın Oraya Gitme sonrasında yavaş yavaş oluştu çatlak, giderek derinleşti. Defterlerimi toparladım, notları oldukça savruk buldum. Bazı sayfalarla boş boş bakıştık. Bazı notları nereye bağlayacağımı bilemedim. Ama ilk günden beri yazmak istediğim metnin temel meselesi değişmedi. Hatta yapısı da değişmedi. Karakterler üstüne daha yoğun çalışmalı.

bir yorum bırakın