Günden Kalanlar.46

Bir seçim süreci daha geride kaldı. Her anlamda yorucu oldu. En büyük yorgunluğu da zihinlerimizde hissettik. en azından benim için öyle…

Aylardır doğru dürüst çalışamıyorum. Elimde birden çok dosya var. Öyküler, roman taslağı ve dahası… Hepsi bir kenarda duruyor öylece. Bir ara kendimi toparladım, çalışmaya ağırlık verdim ama onda da korkunç deprem felaketini yaşadık. O zor günler bitti, seçim süreciyle başlayan yorucu günler başladı. Sözün özü çalışmak mümkün değildi.

Bütün bu acıların, deliliğin, koşturmanın içinde çalışmayı başaranlar da var. Sanırım ben o konsantrasyon yeteneğimi de günden güne kaybediyorum. Eskiden olsa, yaşananlarla yazacağım anları birbirinden daha net ayırabilirdim. Ama giderek aradaki sınır muğlaklaşmaya başladı. Hayatla yazmak arasındaki sınırdan söz etmiyorum, onun geçişken olması hem doğal hem de harika. Hayatla yazma disiplini rasındaki sınırı kast ediyorum. O önemli benim için…

Sonunda Can Yayınları’na 2023 yılı için bir kitap dosyası teslim etmemin zor olduğunu söyledim. Belli olmaz, belki sonlara doğru hızlanırım. Ama yine de erkenden haber vermekte fayda var diye düşündüm. Yayıncılığın durumu malum, her aşaması zorlaştı o işin. Bir de benimle uğraşmasınlar…

Bunları yazınca rahatlarım sanıyordum ama daha çok gerildim. Belki de gerilmek için yazdım zaten. Kendime hem ödev hem de ceza olsun diye. Yazmak eyleminin acılı sürecine girdim, olur öyle.

Bu arada başka üretimler de var. Onları da yazmak gerekiyor bir ara.

Zaman ve zamanın kullanımı konusu kafamı çok kurcalıyor. Belki de buna yaşlanmak deniyor. Hayırlısı.

Not: “Bana Kuşlar Söyledi” ikinci baskıya giriyor. Yirmi bin adetlik ilk baskı tükendi. Yolu açık olsun.

Leave a comment