Hobbit: Beklenmedik yolculuğun düşündürdükleri…

Uzun süredir bekleniyordu “Hobbit: Beklenmedik Yolculuk”. Sonunda gösterime girdi. Yıllar yıllar önce, kitabı okurken zihnimde uçuşan düşünceler, filmi izlerken yeniden kanat çırptı. Hemen söyleyeyim; yazıyı filmi izledikten sonra okumakta fayda var. Bir sürprizi açık ettiğinde değil, ama olur ya, söylememesi gereken bir şeyi söyler gibi yapması bile hoş olmaz. Meraklısı öfkelenir böyle haddini bilmezliklere.

* Masal anlatırken çizgiler daha kalın
çizilmeli diye mi düşünmüştü Tolkien; bilinmez. Yine de
köklerini batının arketiplerinden alan masalında, iyi-kötü hattının tek
boyutuna hapsolmamak için, bildungsroman dinamiklerinden de
faydalanmıştı. İşte bu zekadır, “Hobbit”e derinlik
kazandıran ve sonrasında yazılan “Yüzüklerin Efendisi”
üçlemesini dar bir alana hapsetmeyen. Film uyarlamasında ise dar bir alanda
kısa paslarla ilerlemiyor mu Peter Jackson? Her bir pasında
daha havalı, vuruş şiddeti yüksek, beklenmedik hareketi fazla, hesaplanmış,
gişe başarısı amaçlı antrenmanlarda bolca tekrarı yapılmış hareketlerle gol
arıyor.

* Binbir Gece Masallarında bile öyle değil
midir? Masalı anlatan Şehrazat bile aslında “vaziyeti idare” etmek
zorunda olan ve ‘anlatıcı özne’ olmaktan çok ‘arzu nesnesi’ konumunu
hissettiğimiz gölge karakterdir. Vuslatı geciktirmenin şehvet artırıcı etkisiyle
sayfalar çevrilirken, örneğin Denizci Sinbad’ın macerasını anlatır. Maceralar
erkeklerin dünyasındadır. Masallar erkeklerin dünyasındadır. Kahramanlıklar
erkeklerin dünyasındandır. Vicdanınla hesaplaşmak için onunla oyun oynamak
zorundasın.

* Vicdanının sesini yok etmek için onu
kandırmak zorundasın. Vicdanının sesini yok etmek için kendini kandırmak
zorundasın. Vicdanının sesini yok etmek için onu tehdit etmek zorundasın.
Vicdanının seni hapsettiği o karanlık mağaradan çıkabilmek için onun sahip olduğu
değerleri çalmak zorundasın. Vicdanının seni hapsettiği o karanlık mağaradan
çıkabilmek için görünmez olmak ve gerekirse onun üstüne basarak kaçmak
zorundasın. Kendini tamamlama yolculuğuna devam edebilmek için, savaşabilmek
için ve tırnak içinde erkek olabilmek için, vicdanını geride bırakmak
zorundasın.

* İşçi sınıfı, burjuvalar, sermaye sahipleri,
aristokratlar, ezenler, ezilenler…Yükselen Nazizm, Faşizm, yersiz yurtsuz
bırakılanlar, ırk temelinde yaşanan savaşlar… Aydınlanmanın ışığından geçmiş
Batı toplumları, maddi dünyanın ışığına koşan Yahudiler, o büyük hikayenin
içinde yan roller üstlenen uzak coğrafyaların uzak ırkları… İşgaller ve
fetihler… Savaşın içselleştirilmesini besleyen bir görkem. Tarih döktüğün kanı
görkemle, akıttığın kanı kahramanlıkla yazacaktır. Savaş kaçınılmazsa, sen de
silah taşımaya başlarsın. Üstelik o silahı kullanmak değil, kullanmamak
kararıdır kahraman olmak. Taşımamak kararı düşünülmez bile. Unutma;
kahramanlaşma yolculuğu, ötekini yok etmekle başlar.

* Kahramanlaşma yolculuğu. Büyüme yolculuğu.
İşgalci ejderhayı yok etmek için çıkılan yolda konformizmi bir kenara bırakmak.
Burjuvanın orta sınıf ahlakını heybesine koyup ergenlikten erkekliğe geçme
yolculuğuna çıkması gerektiğini söyleyen bilge. Alt sınıfların inanmış ve
kontrolsüz gücü, zekaya ihtiyaç duyar. O zeka gerektiğinde politik manevraları,
siyasi yalanları söyleyecek zekadır. Unutmamalı ki, kahraman olmak gerektiğinde
yalan söylemeyi bilmektir. Bunun adına zeka denir vandallar dünyasında. O da
yetersiz olduğunda büyü girer devreye, din girer, inanç girer.

* Bir başka cephe: Haksız işgaller eninde
sonunda bitecektir. Masalda altın, bugün kara altın. İşgalci ejderhayı yok
etmenin yolu, birleşmektir. Savaş kaçınılmazdır. Pahası ne olursa olsun.

* Önemli olan ürünü satabilmenin savaşını iyi
vermektir. Zeka gerektirir. Artık okunan-izlenen bilinen hikaye değil,
hikayenin “gerçekleştirilme” sürecinin hikayesidir gündemde olan.

* Geriye kalan Gollum’un göz yaşlardır. Ne
olursa olsun, bir tek o “değerlimiz” olarak ruhumuzun karanlık
mağarasında beklemeye devam edecektir.

Yorumlar (5)

Yüzüklerin efendisine göre çok daha fantastik bir film

gerçekten güzel olmuş

yorumunuzdan sonra filmi dahada merak eder hale geldim.teşekkürler

Sizin bu yazınızı okuduktan sonra hobbit filmine kesinlikle gitmem gerektiğini düşünüyorum.Teşekkür ederim.

meraktan yorum öncesi izledim tşk ederim

bir yorum bırakın