İpekli Mendil Kütüphanesi’ne ödül

İpekli Mendil adını verdiğim kitabı nasıl oluşturduğumuzu, neden böyle bir kitap yapma isteğine kapıldığımı anlatmıştım daha önce. Merak edenler, kitabın önsözünü okuyarak da öğrenebilir. (Aman yanlış anlamayın, kitabı almak zorunda değilsiniz, bir kitapçıda ayaküstü okunabilecek kısalıkta bir önsöz.)

İpekli Mendil, baskı aşamasına geldiği günlerde, böyle bir projenin ne şekilde kitap sayfalarından çıkıp yaşamaya başlayacağını düşünüyordum. Evet, öğrencilerimle kafa kafaya verip bir çeşit öykü sözlüğü yazmıştık. Edebiyatımızın öykü yollarına ışık düşürmeye çalışmıştık ama sonuçta kitap “sabit” duracaktı. Yıllar içinde baskılar yapması ya da çok sayıda okura ulaşması, onu bu durgun halden çıkaramayacaktı. Öykünün yoluna düşürülen ışıkla, okurunun yoluna düşürülen ışığın çakışması gerekiyordu.

Üstelik okur olmak da meselelerimden biriydi. Edebiyatın bilirkişilerinin dayatmacı diliyle belirlediği bir okurdan, daha özgür bir okura ulaşmanın en doğru yolu, özellikle gençlere kendi kararlarını verme yolunda bir yapı sunabilmekti sanırım. Neyse… Uzatmayayım. Çok sayıda düşünce uçuşuyordu kafamda.

Bu düşünceler, yıllar içinde gördüğüm kütüphanecilik uygulamalarının yanlışlarıyla birleşince, karar verdim. Uygulamaya yine öğrencilerimle geçtik. Bir kütüphane kuracaktık.

Bunun için en doğru adres-kişi, bizi Antakya Narlıca‘dan çağırdı. Daha önce “ince uzun bir edebiyat öğretmeni” diye adlandırdığım o acayip insan: Mehmet Tutar. 

Mehmet Tutar’a hiç düşünmeden acayip diyorum. Kusura bakmaz, biliyorum. Çünkü ben öğrencileriyle böyle içtenlikli ilişki kuran, edebiyatın içinde böyle yanıp kavrulmayı göze alan az öğretmen gördüm. (Belki de hiç görmedim)

Bu yazı sadece bir kutlama yazısı olacağı için, İpekli Mendil Kütüphanesi’nin kuruluş öyküsünü uzun uzun anlatmayacağım. Ama özellikle İpekli Mendil kitabının yazarları olan öğrencilerimin düşünce ve emek yoğun çalışmalarını asla unutamam. Onlar da herhalde kütüphanenin açılış günü çektiğimiz halayı unutmazlar. Harika bir gündü. O gün bizi halaya kaldıran bütün öğrencilere ve müdür başta olmak üzere okulun bütün öğretmenlerine teşekkür ederim.

İpekli Mendil Kütüphanesi, “2016 Kütüphane ve Okuma Kültürüne Katkı Ödülü” sahibi artık. Bu ödülü resmi bir kurumla paylaşan, sivil bir kütüphane. Bizlerin kurduğu, Mehmet Tutar’ın öncülük ettiği ama tümüyle Narlıca Anadolu Lisesi öğrencilerinin sahibi olduğu bir kütüphane.

Ödül töreninde Mehmet Tutar sahnede olacak. Ödülü elbette o alacak. Bizlere sadece alkışlamak düşer. Ben bir kez de Fil Uçuşu’nun satırlarında tebrik ediyorum uzun ince bir edebiyat öğretmenini. Alkışlar sana öğretmenim.

Kütüphanemiz artık ödüllü. Peki bizim işimiz bitti mi?

Asla.

Daha yapacaklarımız var. Kafamda birdirbir oynayan düşünceler var. Ama şimdilik şöyle bir durup keyfini çıkaralım.

Şimdi kutlama zamanı…

İşte ödül töreni davetiyesi…

bir yorum bırakın