Marguerite Duras: Askıya Alınmış Tutku

Duras, “Askıya Alınmış Tutku”da bir sohbette keskin, net ve hesapsız olmanın dersini veriyor.

Leopoldina Pallotta Della Torre’nin yaptığı söyleşi, Birsel Uzma çevirisiyle Can Yayınları tarafından yayımlandı. Söyleşi dizisinden çıkan kitap, hem yazmaya hem de yakın tarihe meraklı herkesin ilgisini çekecektir. Fransız siyasi tarihinden, edebiyatın ‘kendini beğenmiş’ havalarına kadar çok yere dokunuyor söyleşi. Duras, gerçekten müthiş cevaplar veriyor.

Kitaptan bir alıntı yapacağım. Benim için önemli… Elli ikinci sayfada altını çizdiğim bir bölüm. “Bir kitabınız çıkacağı zaman ne hissediyorsunuz?” sorusuna Duras’ın verdiği cevap, çoğu yazarın ortak duygusunu yansıtıyor sanırım.

Bir kitap gün yüzüne çıkmadığı sürece, doğmaktan, dışarı çıkmaktan korkan biçimsiz bir şeydir. İnsanın içinde taşıdığı, yorgunluktan, sessizlikten, yalnızlıktan, yavşaklıktan şikayet eden bir varlık gibi. Fakat bir kez dışarı çıktı mı, bir şimşek çakması gibi diğer her şey ortadan yok olur. Herkese ait hale gelir, onu eline alıp kendine uyarlamak isteyen herkese. Kitabı, yazının kafesinden kurtarmak, canlı, ortalıkta dolaşabilir, insanlara hayaller kurdurabilir hale gelir.

Dedim ya… Müthiş bir cevap. Yazarından çıkan her satırın, artık okura ait olduğunu anlatmanın en doğrudan yolu.

Kitabı, edebiyatın arka sokaklarında dolaşmayı sevenlere tavsiye ediyorum.

Yorumlar (1)

şiir ,şiire ihtiyacı olanındır hesabı…

bir yorum bırakın