Bursa

Celal-Cumurcul-Nadide-Diker-Engin-Ozpinar-Kemal-Cumurcul

31 Eki: Bursalı bir delinin hatıra defteri

Bursa Oda Tiyatrosu Ocak 1967’de ünlü “Bir Delinin Hatıra Defteri” oyununu sergilemeye başlar. Bu tek kişilik oyunun sahnesinde 23 yaşındaki Celâl Cumurcul vardır. Genç Celâl, 1963 yılında, henüz 19 yaşındayken katılır ekibe. O yıl Nihat Akcan’ın yönettiği ünlü “Yağmurcu” oyununda rol alır. Oyunla ilgili ilk eleştiri yazısını 3 Nisan 1963’te Yeni Ant gazetesinde Erol Akyüz kaleme alır. Ona ayrılan satırlar şöyledir: “Celâl Cumurcul ise, yaşından beklenmeyen, sahne denemesi yıllara varan bir aktör oldu sanki. Kendisini çok alkışladık.” Bir sonraki sezonda…

32779BCB-836F-409F-B05D-5FFCCEDD4A1F

07 Eyl: Nilüfer Müzik Festivali’nden notlar

Nilüfer Müzik Festivali’nin başlamasına saatler kala tatsız bir haber geldi. Kaymakamlık festivalde kamp kurulmasını yani konaklamayı ve alkol-sigara satışını ve kullanılmasını yasaklamıştı. Nilüfer Belediyesi yetkilileri ve Belediye Başkanı Turgay Erdem hemen devreye girdiler. Sonuçta kamp yapılmasına izin verildi ama alkol yasağı kaldı. Yani festivalin elinde bir şişe su vardı, başlamasına azıcık zaman kala bu şişe elinden alındı, uzun süren görüşmeler sonrasında da yarısı boşaltılmış olarak geri verildi. Kimileri kamp hakkının alınmasını zafer olarak tanımladı. Zaten hak olan bir şişe suyun…

237522-3b721b101609f038f77472a7b17c2282

06 Ara: Celâl Abim… ve “Bir Delinin Hatıra Defteri”

1950’lerde, henüz yedi yaşındayken hayatını kaybeden bir dayım varmış. Metin Dayım. Annem yaşça kendisinden oldukça küçük kardeşine, Metin’e çok düşkünmüş. Onun bu erken vedası bütün aileyi ve annemi çok sarsmış. Yıllar sonra bile, bu hiç tanımadığımız dayımızın kısa ömrüne sığdırdığı anıları anlatırdı annem. Onu bizim de çok sevmemizi isterdi sanki. Severdik bizde, küçük dayımızdan gururla söz ederdik. Bir ölüyü yaşatmanın yolu olarak bunu bulmuştu belki de annem. Ama küçük dayıma veremediği sevgiyi verdiği bir başka “kardeşi” vardı annemin. Dayısı Cemal…

golyazi-2

29 Eki: Çöpleri kadraj dışında bırakmayın!

Bir bloggerla konuşuyorum. Son gezisini anlatıyor. Gittikleri yerde yiyecek bir şey bulamamışlar, çevre temiz değilmiş, daha pek çok sıkıntı yaşamışlar. “Ama yine de hep olumlu yönlerini gösterdim,” diyor. “Sponsor – marka – pozitif içerik” gibi şeyler söylüyor sonra da… Kimse “olumsuz” bir şey okumak-görmek istemiyor. O olumsuz denen şey, gerçeğin ta kendisi olsa da… Gölyazı ziyaretim sırasında bu konuşma geliyor aklıma. Gölyazı, Bursa’nın Nilüfer ilçesine bağlı bir köy. Ulubat Gölü’nün hemen kıyısında. Eskiden Rumların yaşadığı bir balıkçı köyüymüş. Eski ismi…