Edebiyat

reid

03 Haz: Alastair Reid: Kısa Bir Borges Hikayesi

Özellikle Neruda ve Borges üstüne yaptığı çalışmalarla tanınan, 1926 doğumlu şair Alastair Reid‘den McSweeney’s Quarterly Concern No:5’te yayımlanan “Kısa Bir Borges Hikayesi”. Böyle bir duygu geçirir Borges okuruna… Okuduğun metnin önce bir parçası, giderek yazarı olmak istersin. Reid de böylesi bir duygu deneyiminden yola çıkıyor aslında. Bu küçük denemeyi, Semih Aközlü’nün çevirisiyle paylaşıyorum. Alastair Reid 1960’lı yıllarda Buenos Aireslilerin gözünde Borges çok iyi tanınan, yerlere göklere sığdırılamayan bir sima haline gelmişti. Daha  o sıralarda görme yetisini tümüyle yitirmesine rağmen gezip…

sineergün

03 Haz: Sözlük.38

K KIRMIZI IŞIK: Otuz saniyelik bir bakışmadır hayat kimi zaman. Bir yabancıyla. Bir yabancının dünyayı içine çekmiş iki siyah deliğe benzer gözleriyle. Ruhunuzun bir yanıyla sarılmak bir yanıyla gözlerini oyup üstünde tepinmek istediğiniz, yolun karşı kıyısında durmuş işaretparmağıyla sizi gösteren bir yabancıyla bakışmak. Sine Ergün’ün, etkileyici “çok kısa an’lar galerisinden” bir tablodur hayat. Kırmızı ışığın otuz saniyeliğine durdurduğu hayatta, bir yabancının gözünde kendi ruhunuzla hesaplaşmadır. Sonra döner arkanızı gidersiniz. Işık yeşilden kırmızıya döner. (Sine Ergün, Kırmızı Işık) Sine Ergün’ün Burası…

Juan-Pablo-Villalobos-and-pygmy-hippo-8

13 May: “Hayat çok patetik!”

Şiddet dolu bir dünyada büyüyen, suç tuğlalarından oluşan bir duvarla kuşatılmış bir yaşam sürmeye mahkum edilen bir çocuk, nasıl bir içses geliştirir, nasıl bir hayal dünyasında nefes alır? 1973 doğumlu, Meksikalı yazar Juan Pablo Villalobos’un ilk romanı “Tavşan Deliğinde Fiesta”, okurlarını işte bu içsesle tanıştırıyor. İngilizce, Almanca, İtalyanca, Fransızca ve Portekizce başta olmak üzere birçok dile çevrilen bu kısa roman, 2011 Guardian en iyi ilk kitap ödülü finalistleri arasında yer almış. Villalobos’un kahramanı Meksika’nın en büyük uyuşturucu tacirlerinden birinin oğlu…

09 May: Dava, bir kez daha, sonuçlanamadı!

Fil Uçuşu, haber takibine devam ediyor. Duyan daha iyi duysun, duymayan kalmasın diye… Olaylar aynen şöyle gelişiyor: Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulunun verdiği rapora dayandırılarak William Burroughs‘un yazdığı, Süha Sertabiboğlu tarafından dilimize çevrilen ve Sel Yayıncılık tarafından yayımlanan Yumuşak Makine adlı kitabın altıncı duruşması ve Chuck Palahniuk‘un yazdığı ve Funda Uncu’nun Türkçeye çevirdiği, Ayrıntı Yayınları tarafından basılan Ölüm Pornosu isimli kitabın dördüncü duruşması, 8 Mayıs 2012 günü saat 10.00’da Çağlayan Adliyesi 2. Asliye Ceza Mahkemesi duruşma salonunda arka arkaya…

palahniuk

08 May: Chuck Palahniuk: Buharlaşan bir inek!

Bir Chuck Palahniuk söyleşisi. citysearch.com’dan Çağkan Sayın aracılığıyla Fil Uçuşu’na düşmüş satırlar. Palahniuk’tan, Hollywood’un elitleriyle takılma, kitap turları ve az uykuyla çalışmanın nasıl birşey olduğu hakkında mırıldanmalar. Ölüm Pornosu çevirisinin yargı sürecinde olduğu günler. Bu söyleşiyi biraz bu nedenle paylaşıyorum Fil Uçuşu’nda. Biraz da Dövüş Kulübü‘nün o yıkıcı ruh haline yakın hissettiğim günlerden geçtiğim için. Dövüş Kulübü, 1996’da yayımlandığında, yayıncılık dünyasının çalkantılı okyanusunda, az ama belirgin bir şekilde dikkatleri üstüne çekmiş, ilk baskısının üç yıl sonrasında bu X kuşağı hikayesi bir…

leyla-erbil_294647

08 May: Sözlük.37

T TARİH: Tarihin sayfalarından yapraklar gibi yayılır öykünün satırlarına Kutsal Aile. Ailenin kendinden menkul kutsal bütünlüğü içinde hesaplaşmalar yaşanır/yaşanacaktır. Gözlerin ve avurtların yerine oyulmuş dört iri çukurdur nine; yitirdiği göbeğini bulmak için rakı şişesinden medet uman. Odada yürüyen bir konsol gibi bir baştan bir başa gidip gelir baba; soyunun/bebeğinin ağzına parmak sokar. Bebeği bir babanın bir oğlun kucağına veren, besleyen, oğullarını hervakit kurtaran bir arabulucudur ana. Ön dişleri kırık, seyrek bıyıklarını aşağı çekiştiren, kendini beğenmiş diri bir sestir oğul. Ağzına…

quiroga

06 May: Kusursuz Bir Öykü Yazarı İçin On Emir

Karşınızda Semih Aközlü çevirisiyle Horacio Silvestre Quiroga Fortez. İşte, sadece yazarlar değil, okurlar için de her an cepte taşınacak on maddelik öykü haritası. 1878-1937 tarihleri arasında yaşamış olan Uruguaylı şair ve kısa öykü yazarı Horacio Quiroga’dan defineye giden yol için önemli bir rehber… Quiroga, 1903 yılında Lugones tarafından düzenlenmiş bir Cizvit misyonuna katılarak Kuzey Arjantin’i keşfe çıkar. Öykülerinin çoğunu doğanın bağrında kaleme alır. Eserlerinde görülen psikolojik ve trajik ögeler bu deneyimin sonucudur. Büyük ölçüde Kipling, Poe ve Gorki’den etkilenen yazar,…

bazenhayat

05 May: Biraz öyle, biraz böyle…

Kimilerini hemen hayatımdan uzaklaştırmak istiyorum. Kimileri, eh işte dedirtiyor, okudum-bitirdim-iyiydi-ama o kadar. Kimilerini de tekrar okumam gerekenlerin arasına özenle yerleştiriyorum. Bir de gerçekten anlayana kadar bıkmadan okumam gerekenler var. Hemen belirtmeliyim ki; şu cümleyi kurarken kullandığım gereklilik sıfatından anında nefret ettim. Kitap okumaktan söz ediyorum; ne demek gereklilik? Okursun ya da okumazsın, seversin ya da sevmezsin. Kimsenin dayatmasıyla, entelektüel baskısıyla olacak iş değil bu; birine ya da bir şeye değil, kendine okursun. Neyse ne! Bu aralar okuduklarımın da kimilerini sevdim,…

hayalperestler-1335830239

02 May: Alna kondurulan bir öpücük gibi…

Son zamanlarda çevremdekiler sıklıkla büyük şehrin gürültüsünden patırtısından bıktıklarını, uzaklara gitmek istediklerini söylüyorlar. Demek ki artık bunu duyacağım yaş kuşağına gelmişim. Anlatılan hayallerde, çokça karşıma çıkan bir sahne var: Otların arasına sırt üstü yatıp, uzun uzun gökyüzünü seyretmek. Tıpkı Patti Smith’in çocukluğundan gelen o büyülü görüntü gibi. Büyülü görüntüler, beklenmedik imgeler hep John Fowles’un Yaratık/A Maggot romanındaki önsözü aklıma getirir. Bu önsözde, bir imgenin öylesi bir romana dönüşmesinin hikayesini anlatır Fowles. Beklenmedik bir imge, zihnin koridorlarına çarpa çarpa ilerler. Tıpkı…

tristan

25 Nis: Başkasının gözüyle okumak

Geçen yıl Sahaf Festivali’nden aldığım kitaplardan biri de Thomas Mann‘ın Tonio Kröger ve Tristan isimli iki novellasını bir ciltte, Esat Tekand‘ın desenleriyle, Fatih Özgüven‘in çevirisiyle ve etkileyici önsözüyle sunan kitap oldu. Birikim Yayınları’nca Şubat 1983’te yayımlanmış. Mann, bu novellalarında da içinden geldiği burjuva dünyasının dinamikleriyle hesaplaşmakta. Mann’ın temel izleklerinden olan 19.yüzyıla vedanın fonda olduğu ve sanatçı-toplum ikileminin masaya yatırıldığı metinler. Ancak bu okuma yolculuğunda beni etkileyen bir başka nokta var. Beni çoğu zaman okuduğum metnin içeriğinin önüne geçen bir zihin yolculuğuna…