Gezi Parkı

Gezi-Concert-1

02 Haz: Sen de oradaydın Can Baba!

Fazıl Say’ı anlatmama gerek yok Can Baba! Senin tayfadan, bilirsin onu. Zaten öyle bir albüm yaptı ki, seni bütün dostlarınla aynı masaya oturttu. Metin Altıok da var o masada Nazım Hikmet de. Bununla da yetinmedi deli çocuk, Rilke şiirlerinin sokak sokak dolaştığı, Schiele tablolarının bedenimizin zavallılığını ezberlettiği Viyana’dan iki güzel dostuyla tanıştırdı bizi. Ferhan Önder ve Ferzan Önder kardeşler, piyanoyu öyle çalıyorlar ki, her notada bir yudum şarap almış gibi oluyorsun Can Baba! Konser bittiğinde, “içtim şarap, halim harap” vaziyetindeyiz…

rote-flora-3

13 Nis: Bir Tuvalet Fırçası Olarak Sanat

Berlin’de, Schaubühne’de bir oyun izliyorum. Metnin kimi kırılma anlarında, oyunculardan biri zamanında popüler olmuş şarkılardan birini söylemeye başlıyor. Oyunun sorgulayıcı akışı içinde, o popüler şarkı, zihnimizdeki algısından başka bir anlamla çıkıyor karşımıza. Bir noktadan başka bir noktaya savruluyoruz. Ben de Berlin’den Hamburg’a savruluyorum bir anda. Hamburg’da tuhaf işler dönüyor 21 Aralık’tan bu yana. 80’li yılların ‘işgal evi’ hareketinin Hamburg ayaklarından biri olan ve 1989 yılından bu yana solcu grupların işgalinde bulunan Rote Flora Kültür Merkezi’nin boşaltılması istenince başladı her şey….

0

24 Mar: Ali İsmail Korkmaz Belgeseli

Öğrenci Kolektifleri’nin bir çalışması bu. Uzun süre uğraştılar ve sonunda tamamladılar. İstanbul, Ankara ve Eskişehir’de gösterimler yaptılar. Belgeseli daha geniş kitlelere ulaştırmak istiyorlar. Hiç unutulmasın diye… Fil Uçuşu’nda belgeselin fragmanını paylaşıyorum. Buraya baktıkça unutmayalım diye…

BibX3FfIEAAv5_b

11 Mar: Berkin!

Bütün sınır kapılarında çocuk ayakkabıları duruyor.  Bu ülke çocuklarını öldürmeye doymuyor.

24 Tem: Hakikat ve Neşriyat

Daha giriş metninden itibaren sağlam döktürüyor Express. Ne de olsa Enternasyonal Şalala. Haziran-Temmuz 2013 tarihiyle çıkardıkları Özel Sayı, kısa sürede ikinci baskısını yaptı bile. Ama yetmez, mücadeleye devam. Her sayfasını, sütununu ve kenar süsünü Gezi Direnişi’ne ayıran Express, İstanbul’dan Erzincan’a, Eskişehir’den Tarsus’a, Berlin’den Londra’ya, Buenos Aires’ten San Fransisco’ya öyle bir devri-i aleme çıkarıyor ki okurunu, gerçekten de “Heryer Taksim, Heryer Direniş” oluyor bir anda. En büyük mahareti de meseleyi üstten bakan analizlerle değil, sahadan tanıklıklarla sayfalarına taşıması. Farklı hareketlerin, direnişin farklı…

23 Haz: Tepenin Ardı’nda dış mihraklar var

İşin ilginç yanlarından biri “dış mihraklar” söyleminin dolaşıma sokulmuş olması. Milliyetçilik üstünden bir tutkala ihtiyaç duyulduğu zamanların bu değişmez ve güçlü söylemi, kapalı politikaların sıklıkla diline pelesenk olur. Üstelik sözü edilen “dış mihraklar” çoğunlukla homojen bir yapıyı, kristalize olmuş bir ideolojiyi temsil etmez. Karanlık odalarda buluşan, yüzünden kötülük akan, takım elbiseli, asker kıyafetli bir takım insanlar resmedilir zihinlerde. Üçüncü sınıf bir Hollywwod aksiyonunun klişelerle dolu diyaloglarıdır senaryoda yazanlar. Zaten istenen bir nokta atışı yapmak değil, çok daha büyük ve belirsiz bir…

23 Haz: Kent Müzesi

Bu süreçte konuşulması gereken konulardan biri de “Kent Müzesi”. Konuyla ilgili önemli bir yazı Adalar Müzesi Küratörü Deniz Koç’tan geldi. Paylaşıyorum.   Ayrıca bu noktada Deniz Koç’tan bir güncelleme yazısı beklediğimi de söylemeliyim. Çünkü bu noktada örneğin Haydarpaşa konusunda bilgilendirilmeye ihtiyacımız var. Kişisel olarak Haydarpaşa’nın bir kent müzesi olabileceği yönündeki düşüncemi paylaşıyorum; ama bu görüşün karşılığı var mıdır yok mudur, bilemem. İşte bu nedenle konunun uzmanlarına daha çok ihtiyaç duyduğumuz bir süreç.   Kent müzesi de nedir? İstanbul’da bir kent…

gezi-parkinda-bekleyis-suruyor_9448_dhaphoto2

23 Haz: Gezi Parkı kimin?

20 Haziran 2013 tarihinde Radikal Gazetesi Kitap Eki’nin blog sayfası için yazılmış bir yazı… Bir anda, kimseye sormadan, hesapsızca gidip o ağaca sarılan gencin cesareti. Büyük resim arayanların bakması gereken o cesaret. Ama öncelikli soru şu: Gezi Parkı kimin? Sürekli olarak ekonomik zarardan söz eden, esnaf kan ağlıyor ezberini tekrar eden ve anlayışlı bir ağabey ifadesiyle “250 bin insanın yaşadığı, 1 milyondan fazla günlük insan sirkülasyonu olan Beyoğlu’nun yaşam kanallarını tıkayan barikatları kaldıralım. Herkesten ‘orantılı empati’ bekliyorum,” diyen Beyoğlu Belediyesi…