Gümüşlük

03 Tem: Metin Solmaz Ankara’ya gidiyor

Ankara 1993. O yılın Mart ayında yayımlanmaya başlayan bir dergi hemen radarıma giriyor. Derginin adı Çalıntı. Üstelik Ankara’da ulaşabileceğim bir adresi de var derginin. Bütün dergiler İstanbul merkezli, yolladığım yazıların yayımlandığı oluyor ama “kimseyi görmüyorum”. Oysa o yıllarda biraz da “görmek-görülmek” ve sohbet etmek istiyor insan. Yarın kadrosu çok içine kapalı, beni görecek halleri yok. Yeni Olgu ile kısa süreli bir temasım oluyor. Oturup da sohbet edebileceğim birilerini bulmak istiyorum belli ki. İlk sayıyı okur okumaz bu dergide yazmalıyım kararını…

Poster Final

07 Tem: Uluslararası Gümüşlük Müzik Festivali, daha fazla ilgiyi hak etmiyor mu?

18.Uluslararası Gümüşlük Müzik Festivali, 24 Temmuz Cumartesi akşamı Antik Taş Ocağı’nda başlayacak. Devlet Sanatçısı, Piyanist Gülsin Onay ve Ancyra Ensemble’ın birlikte sahne alacağı açılış konserini, Şef Nisan Ak yönetecek. Festivalin basın toplantısı 5 Temmuz’da çevrimiçi olarak yapıldı. Açıkçası yoğun bir basın ilgisi olduğunu söyleyemem. Oysa Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın ve Festival Direktörü Eren Levendoğlu’nun konuşmaları kısa ve bilgilendiriciydi. Gülsin Onay festival programını tek tek, içerikleri hakkında kısa bilgiler vererek, harika bir sunumla açıkladı. Ayrıca festivalin arkasında kurumsal sponsorlarla birlikte…

06 Ağu: Gümüşlük’ü severek öldüreceğiz!

Gümüşlük’ü herkes çok seviyor. Bu köyün en büyük sorunu da bu zaten. Sevgi, ikiyüzlü ve bencil bir duygu çünkü. Köylüleri çok seviyor Gümüşlük’ü. Sonradan yerleşenler fena halde hayran. Tatile gelenler ba-yı-lı-yor! Bu sevgi öldürecek Gümüşlük’ü.  Yerlisi-köylüsü bir yandan gelişmesini istiyor bu küçük köyün, bir yandan da cebinin derdinde. Hem sahil şeridi bozulmasın istiyor, hem de “sezonluk kazanç” için her tür cinliğe hazır.  Sonradan yerleşenler günlerini ‘ilenmekle’ geçiriyor. Tek dert, yeni gelenelere eskiden buranın ne kadar güzel olduğunu anlatmak. İnsanımızın bitmek…

30 Tem: Gümüşlük ve Satsuma Sendromu

Gümüşlük’e sonradan yerleşenler, doğanın sesini dinlemek isteklerini sıklıkla dile getiriyor. Zaten, büyük şehirden “kaçmanın” bir nedeni de bu. Doğayla iç içe olmak.  Mandalina reçeli yapmaktan mantarın mevsimini öğrenmeye, Filizkıran Fırtınası hikayelerinden içkini hangi ayda satsuma ile içebileceğini bilmeye uzanan bir “doğa bilgisi” süreci bu.  Gelin biz bu duruma, adı Gümüşlük ile anıldığı için, Satsuma Sendromu diyelim. Gümüşlük ya da başka bir diyar… Dileyen dilediği kasabanın-şehrin adını koyabilir… Doğal yaşama “sevgi pıtırcığı gülüşleri” ve “iyiniyet elçisi bakışlarıyla” yerleşen burjuvazi, sakaletine sandalet…

11 Tem: “G\u00fcm\u00fc\u015fl\u00fck’te kafa dinleyemezsin, Amasra’ya git!”

Gümüşlük yazıları benim için öğretici oluyor. Neler öğrendim? 1. İlkeleri sevmiyoruz. İlkeli olmayı sevmiyoruz. İlkeler üstünden konuşmak istemiyoruz. Hemen olaya sardıralım, sağlı-sollu girişelim, yüksek perdeden cümleler sallayalım istiyoruz. Gümüşlük’te yaşamakla ilgili müşterekler yaratmak pek umurumuzda değil. Hemen ‘vukuata’ gelelim istiyoruz. “İyi yazmışsın, hoş demişsin ama falanca restorandaki hesap rezaletini yazsaydın daha iyi olurdu,” durumu heyecan veriyor bize. 2. Vurkaç yapmayı seviyoruz. Özellikle bayram günlerinde ‘can acıtıcı’ hesaplar ödendiğini biliyorum. Bayramdan iki gün önce adam başı 80-90 liraya masadan kalkılan balıkçının,…

birsen_tezer

09 Tem: Gümüşlük ve Müşterekler

Birsen Tezer, OffGümüşlük sahnesindeydi. Ekip mükemmel, Birsen şahane, gece yumuşak, mekan tıklım tıklım… Dinleyici profili iyi. Herkes ‘gerçekten’ müzik dinlemeye gelmiş. Hal böyle olunca Birsen Tezer’in saat 23.45’te “15 dakika sonra bırakmamız gerekiyor,” demesi homurdanmalara yol açıyor. Herkes istiyor ki konser sabahlara kadar sürsün. İşte tam bu noktada Birsen Tezer, Gümüşlük’te yüksek volümlü müziğin saat 24’te kesilmesi kuralıyla ilgili harika bir cümle kuruyor: “Aman söylenmeyin böyle bir kural var diye, iyi ki var,” diyor ve ekliyor: “Bütün renkler kirlenirken, biz…

07 Tem: Gümüşlük ve gürültü

Gümüşlük gece 12’de sessizliğe bürünüyor. Saat 24’te. Yani tam geceyarısı. Külkedisi benzetmesini sevenler için bulunmaz nimet. Sessizlik. Yani Gümüşlük’te eğlence mekanlarından, restoranlardan yükselen müzik sesine saat 24’e kadar izin veriliyor. Bu saatten sonra sokaklara taşacak kadar yüksek sese izin yok. Mekanın içinde kalan hafif bir müziğe kimsenin itirazı yok tabii. Bir kuraldan söz ediyorum. Yasakları sevmeyen biri olarak “kural” diye tanımlamayı seçiyorum. Herkesin hemfikir olduğu, üstünde anlaşmaya vardığı bir uygulama diyelim. Herkesin mi? Hayır. Her tatil beldesinde olduğu gibi Gümüşlük’te…

667329

05 Eki: Cazın Büyücüsü Miles Davis

Gümüşlük Akademi’de ılık bir yaz akşamı. Duvar piyanosunun başında ufak tefek bir adam oturuyor. Sert ve kararlı akorlar basıyor. Notalara bakıyor arada bir. Ama sonra yine doğaçlamaya dönüyor. Akademin katılımcıları 84 yaşındaki bu adamı hayranlıkla izliyor. Başından eksik etmediği beyaz kasketiyle piyanonun başında oturan adam Muvaffak “Maffy” Falay. Gümüşlük Akademi’nin kapılarını Muvaffak Maffy Falay’a açan isim, Türk edebiyatının kilometre taşlarından Latife Tekin. Yaz boyunca Akademi’de devam eden atölye çalışmalarından birinin gecesinde, Türkiye cazının en önemli figürlerinden biri olan Maffy, katılımcılara…