Güncel

birsen_tezer

09 Tem: Gümüşlük ve Müşterekler

Birsen Tezer, OffGümüşlük sahnesindeydi. Ekip mükemmel, Birsen şahane, gece yumuşak, mekan tıklım tıklım… Dinleyici profili iyi. Herkes ‘gerçekten’ müzik dinlemeye gelmiş. Hal böyle olunca Birsen Tezer’in saat 23.45’te “15 dakika sonra bırakmamız gerekiyor,” demesi homurdanmalara yol açıyor. Herkes istiyor ki konser sabahlara kadar sürsün. İşte tam bu noktada Birsen Tezer, Gümüşlük’te yüksek volümlü müziğin saat 24’te kesilmesi kuralıyla ilgili harika bir cümle kuruyor: “Aman söylenmeyin böyle bir kural var diye, iyi ki var,” diyor ve ekliyor: “Bütün renkler kirlenirken, biz…

07 Tem: Gümüşlük ve gürültü

Gümüşlük gece 12’de sessizliğe bürünüyor. Saat 24’te. Yani tam geceyarısı. Külkedisi benzetmesini sevenler için bulunmaz nimet. Sessizlik. Yani Gümüşlük’te eğlence mekanlarından, restoranlardan yükselen müzik sesine saat 24’e kadar izin veriliyor. Bu saatten sonra sokaklara taşacak kadar yüksek sese izin yok. Mekanın içinde kalan hafif bir müziğe kimsenin itirazı yok tabii. Bir kuraldan söz ediyorum. Yasakları sevmeyen biri olarak “kural” diye tanımlamayı seçiyorum. Herkesin hemfikir olduğu, üstünde anlaşmaya vardığı bir uygulama diyelim. Herkesin mi? Hayır. Her tatil beldesinde olduğu gibi Gümüşlük’te…

CalismaEvi_1968

06 Tem: İlkokul öğretmenimi ‘ihbar’ ediyorum, bana Aziz Nesin okuttu!

İlkokulu Ankara’da Teğmen Kalmaz İlkokulu‘nda okudum. Önlüklerimiz maviydi. Sınıflarımız kalabalıktı. Her sırada üç kişi otururduk. Dörtlememiz gereken zamanlar bile olmuştu. Sınıf öğretmenimizin adı Sabahat Yılmaz idi. Ufak tefek, yumuşak sesli bir öğretmendi. Kimi zaman sabrı taşar cetveli aline alırdı ama çoğunlukla sakin, anlayışlı bir öğretmendi. Ders aralarında oyunlar oynatırdı bize. Sevgisi öfkesinden fazlaydı hep. Üçüncü sınıftayken bir kitap okutmuştu. Her gün, son derste. Çoğunlukla beni tahtaya diker, bana okuturdu. Ayrıcalık yapmamak için “Okumak isteyen var mı?” diye sorardı önce. Kimi…

0000000121374-1

06 Tem: Kitap yasaklamak: Öğretmenler, muhbir vatandaşlara karşı

Haberi okumuşsunuzdur. Buket Uzuner‘in çok okunan-çok bilinen kitabı Kumral Ada Mavi Tuna‘yı öğrencilerine ‘öneren’ bir öğretmen hakkında soruşturma açıldı. Bu soruşturmanın nedeni, kitapta ‘cinsel yönden sapkın ifadelerin yer alması’. Kartal İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, öğrencilerine bu kitabı okumalarını öneren öğretmenden ‘savunma’ istedi. Savunma talebinde altı çizilecek yerler var: Kızlı erkekli sınıf, aile kültürü, toplumumuzun kimliği, kimliği tam oturmamış öğrenciler… Bu savunma talebi metnini yazanların, bu noktaları açıklamasını çok isterdim. Ama mümkün değil. Her şey bir yana, bu muğlak noktaların net…

03 Tem: Duvarseviciler

Şehrin ortasına bir duvar yaparlar bazen. Şehrin, yüreğimizin, özgürlüğümüzün, insanlığımızın… O duvarı yıkmak için elinden geleni yapan, sesini çıkaran, düşünen, çabalayanlar cesaretle ortaya çıkarlar. Güçlerini birleştirirler. Duvarın dibine kadar gider, ellerini o kara tuğlalardan bir an olsun ayırmadan sarsarlar. Duvarın yıkılması için ne gerekiyorsa yaparlar. Tam da yıkılma anında altında kalırım korkusu olmadan, bu tuğlalar başıma düşer mi diye düşünmeden. Bir de duvar yükseldiği anda ortadan kaybolanlar vardır. Yüreğini, özgürlüğünü, insanlığını tekrar kazanmak isteyenler, canları pahasına duvarı yıkmaya çalışırken, uzaktan…

02 Tem: Unutmadık. Unutmayacağız!

Atatürk Havaalanı’ndaki patlama sonrasında, kısacık bir zaman dilimi içinde, henüz teröre kaç kişiyi kurban verdiğimizi bilmezken, henüz olay sonuçlanmamışken, henüz…henüz… anlayacağınız ölümün rezil kokusu henüz ellerimizdeyken, siyasi aklamalara-siyasi karalamalara girişti kimileri. Saniyeler, dakikalar içindeki tepkinin bu olabilmesi düşündürücü. Umutsuzluk sarıyor insanı böyle olunca. Kabataş Yalanı’nı duyunca, o yalancıları görünce umutsuzluk sarıyor insanı. Tecavüzcünün, çocuk tacizcisinin aklanması için cümle kurabilen insanları görünce nefesimiz kesiliyor, umutsuzluk giriyor kanımıza. Gözümüzün içine bakarak yalan söylendiğini görünce umutsuzluk sarıyor. Bu coğrafyada, umutsuzluğa düşmek için her…

24 Mar: Siyasetçiler sanatçıların arkasında oturduğunda

“Siyasetçiler, sanatçıların arkasında oturmayı öğrendiğinde daha iyi bir ülke olacağız.” Ankara Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen söyledi bu sözleri. 6. Sadri Alışık Anadolu Tiyatro Oyuncu Ödülleri törenindeki kısa konuşmasından akılda kalıcı bir cümleydi bu. Taşdelen, yılların usta oyuncusu Gülgün Kutlu’ya Onur Ödülü vermek için sahneye geldi. Ödülü vermeden önce törenlerin o çok bildik siyasetçi konuşmalarından birini yapmadı. Onur Ödülü vereceği Gülgün Kutlu’yu ve törene onu alkışlamak için gelenleri bekletmedi. Gülgün Kutlu’nun duygu yüklü konuşmasından sonra biraz da zorla mikrofon başına…