Kitap kulüpleri üzerine ne zaman bir şey yazsam ya da paylaşsam, yorumlarda hemen şu cümleyle karşılaşıyorum: “Bizim kulübümüz çok değerli, mutlaka üye olmalısınız.” Herkes kendi kulübünü övüyor, kendi buluşmasını merkeze koyuyor. Oysa bana kalırsa değerli olan tek tek kulüpler değil; okurluğun kendisi. Çünkü kulüpler gelip geçici olabilir, dağılıp yeniden kurulabilir. Ama ortak olan şey, kitapla kurduğumuz bağdır. Kitap kulüplerine dair sohbetler açıldığında da durum bu, hem övgüler hem de eleştiriler aynı masada toplanıyor. Bir yanda okurun yalnızlığını kıran, kolektif bir…
Okumak
Fil Uçuşu’na o kadar çok “baştan başladım” ki artık benim için bile inandırıcılığını yitirdi. Yeni bir yılda, yeniden başlıyorum. Mesele çoğunlukla “teknik” oldu. Son iki aydır yine kapalıydı site. Hal böyle olunca da, bir türlü süreklilik olmuyor tabii. Düzenli olarak yazdığım yerlerin dışında, biraz daha “kendime” yazdığım bir alanı ihmal etmiş oluyorum sonuçta. Bakalım bu yıl nasıl bir gelgit yaşayacağım Fil Uçuşu yazılarında? 2023 zor bir yıl oldu. Depremin acısıyla başladık. Mehmet ve Hüsne’nin Antakya’da yaşadıkları bütün sevdiklerine ve bana…
Temel sorulardan biri belki de bu: Yazdıklarımı kim okuyor? Bu sorunun açılımları da var elbette. Kimin göre kaç kişi okuyor? Kimine göre kaç kişi okumasa da alıyor? Bazıları okuyanların kimliklerini merak edebilir, bazıları da beğeni oranlarını… Yazana ve yazılana göre değişebilir bu sorular. Ama yazan her kişi, zaman zaman bu soruya kapılıyor kanımca. Yazdıklarımı kim okuyor? Hatta bütün bu yazdıklarım okunuyor mu? Fil Uçuşu, benim bu soruyu sormadığım bir yer. Belki ilk zamanlar öyle değildi. On üç yıl kadar önce…