Jean-Jacques Sempé hayata veda etti. 1932 doğumluydu, yani 90 yaşındaydı Sempé. Ama hala üretiyordu, çiziyordu. Kişisel olarak üretmesi değil, ”orada bir yerde” olması yeterliydi benim için. Çocukluğumun, masumiyet çağımın sevimli amcasıydı o, hep ”orada bir yerde” olmalıydı. Daha önce Sempé ile tanışma yolculuğumu Fil Uçuşu’nda yazmıştım. İlkokul yılları, Milliyet Çocuk dergisi, Goscinny’nin kaleminden çıkma Le Petit Nicolas öyküleri ve öykülerdeki benzersiz Sempé çizimleri. Her hafta büyük bir heyecanla beklerdim yeni macerayı. Öylesine sevmemde Vivet Kanetti’nin muhteşem çevirisinin de etkisi büyüktü….
Pıtırcık
Pıtırcık’ın bir sinema filmi olduğunu duyduğumda heyecanlandım ama biraz da korktum açıkçası. Çocukluk yıllarımdan bu yana maceralarını okumaktan sıkılmadığım bir kahramanı, beyazperdede, ete kemiğe bürünmüş görecek olmanın gerilimiydi bu. Sonunda gidip gördüm filmi. İyi ki de gördüm; bütün o gerilim yerini büyük bir rahatlamaya ve kahkahalara bıraktı. Hem de bana kendi Pıtırcık maceramı hatırlattı. İtiraf ediyorum: Ben bu filmin baş oyuncusu Maxime Godart’tan çok daha önce, 1979’da Pıtırcık olmuştum. Önce filmden söz edeyim. Kendi macerama sonra sıra gelecek. “Le Petit…