Çalıntı

03 Tem: Metin Solmaz Ankara’ya gidiyor

Ankara 1993. O yılın Mart ayında yayımlanmaya başlayan bir dergi hemen radarıma giriyor. Derginin adı Çalıntı. Üstelik Ankara’da ulaşabileceğim bir adresi de var derginin. Bütün dergiler İstanbul merkezli, yolladığım yazıların yayımlandığı oluyor ama “kimseyi görmüyorum”. Oysa o yıllarda biraz da “görmek-görülmek” ve sohbet etmek istiyor insan. Yarın kadrosu çok içine kapalı, beni görecek halleri yok. Yeni Olgu ile kısa süreli bir temasım oluyor. Oturup da sohbet edebileceğim birilerini bulmak istiyorum belli ki. İlk sayıyı okur okumaz bu dergide yazmalıyım kararını…

raki-ansiklopedisi

18 Şub: Rakı, Lakerda, Kırmızı Soğan!

Rakı Ansiklopedisi: Her eve lazım! Rakı Ansiklopedisi’ni sadece bir hoşluk, bir neşe kaynağı, bir fantezi, akşamcılar için bir rehber, hatta en hafifinden “hoş bir çaba” olarak görmek, aymazlığın ta kendisidir kanımca. Yaklaşık 600 sayfalık kültürel bir değer, edebiyattan felsefeye, mimariden tarihe, sinemadan müziğe, şiirden şarkıya, folklorik değerlerden sosyolojik verilere benzersiz bir bütün var karşımızda. Üstelik, hangi dünya görüşünden olursanız olun, reddedemeyeceğiniz bir kültürel yapı; bunun özellikle altını çiziyorum. Yayın yönetmeni Erdir Zat, giriş yazısında, 500 yılı aşan bir tarihsel oluşum…

calinti2

31 Mar: Bir şarkıyı nasıl anlatırsınız?

  Çalıntı dergisinden çok şey öğrendim. Okuru ve -kısa süreliğine de olsa- yazarı olarak. Bilgi dağarcığıma kattıkları sadece müzikle sınırlı değildir elbette. Edebiyattan resme birçok konuda hem derginin hem de o yıllardaki sohbetlerin, okuma-dinleme listelerinin katkısı vardır. (Metin Solmaz, Suat Bilgi ve Semih Aközlü’nün kulakları çınlasın.) Bir ara dergiye albüm eleştirileri de yazmak istemiştim. Van Morrison’un bir “Best of…” albümü yayınlanmıştı o aralar, “Bunu yazar mısın?” dediler. Morrison’u dinlerdim, “Yazarım,” dedim. Oturdum kaseti dinlemeye başladım. (“O zamanlar kaset dinlenirdi,” dememe…