Levent Cantek

miz

12 Eyl: YKY yenilenen binasında, 20 Eylül’de siftah atacağız

20 Eylül Çarşamba günü saat 18.30‘da Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık‘ın, Beyoğlu konusundaki umutlarımızı yeşerten yenilediği binasında özel bir buluşma var. Özel derken bir klişeye yenik düşmüyorum. Fil Uçuşu’nu takip edenler Levent Gönenç ve Levent Cantek ile olan dostluğumu biliyorlar. Şimdi bu iki muhteşem adamla, bu yıl yayımlanan “Muhalefet Defteri” kitapları çerçevesinde bir sohbet gerçekleştireceğiz. O kitaptan gireceğiz, günümüzde mizah ne durumda diye soluklanıp, dergilerin batma-çıkma hikayelerine kadar uzanacağız. Daha doğrusu ben soracağım, onlar anlatacak. Bildiğim kadarıyla “Loca” bölümünde yapılacak bu sohbet, binada gerçekleştirilecek ilk sohbet etkinliği. İlk’ler önemlidir, değerlidir. Gönenç, Cantek…

kit0

24 Tem: “Muhalefet Defteri”ni okuyunuz!

Levent Cantek ile Levent Gönenç’in ortak imzasını taşıyan “Muhalefet Defteri: Türkiye’de Mizah Dergileri ve Karikatür” YKY etiketiyle raflara çıktı. Her iki isim de eski arkadaşım. Gönenç için eski arkadaş demem hafif kaçabilir; 44 yıldır tanışıyoruz. Bu çalışmanın öncüllerinden, makalelerden, ayrı ayrı yaptıkları yayınlardan haberim vardı. Hatta makalelerin kimini okumuştum. Ama ikilinin gözden geçirip genişlettiği, birbirlerine sağlam dikişlerle tutturduğu bölümleri bir bütün olarak okuyunca iş değişiyor. Cantek ve Gönenç’in çalışması son zamanlarda okuduğum en iyi sivil tarih kaydı. Öznesi ile arasındaki…

emanet-sehir-202x300-1

22 May: Ankara dediğin bir büyük yalan Şekip!

Levent Cantek, Dumankara/Hayat Bir Yangındı cildiyle başlattığı Ankara Üçlemesi grafik roman dizisine Emanet Şehir’le devam ediyor.  Yanında da önceki cildin iki öyküsünde birlikte çalıştığı Berat Pekmezci var. Cantek bu anlatısında, Dumankara ile başlattığı havayı sürdürmekle kalmıyor, yapıyı bir basamak yukarı çıkarıyor. Cumhuriyetin kurucu kadrolarının elinden aldığı itibarla, kendini önemli hissetmeye başlayan ve neredeyse bu yalana inanır hale gelen 1940’ların Ankara’sını sadece dekor olarak kullanmayan, doğrudan hikayenin önemli bir karakteri haline getiren bir grafik roman var elimizde. Neredeyse vücuda gelip salınan…

mart

01 Eyl: Alper Atalan’dan “Mart”: Çaylar yazardan!

Alper Atalan‘ı yaklaşık on yıl önce tanıdım. Tanışma hikayemiz de ilginçtir; İspanyolca dil kursunda sınıf arkadaşı olduk. O zamanlar benim kitaplarım yeni yayımlanmaya başlamıştı, Alper çeşitli dergilerde mizah yazıları yazıyordu. Hayatı fazlasıyla ciddiye alan bu adamla kısa sürede her konuda sohbet eder hale geldik. Sakin konuşması, gülen gözleri, bütün o sohbetlere başka bir değer katardı. Kurs sona erdikten sonra sürekli kılamadık dostluğu. İkimiz de hayatın farklı yollarına savrulduk. Bu geçen yıllar içinde önceleri seyrek de olsa haberleşirdik ama zamanla o…

24 Tem: Hakikat ve Neşriyat

Daha giriş metninden itibaren sağlam döktürüyor Express. Ne de olsa Enternasyonal Şalala. Haziran-Temmuz 2013 tarihiyle çıkardıkları Özel Sayı, kısa sürede ikinci baskısını yaptı bile. Ama yetmez, mücadeleye devam. Her sayfasını, sütununu ve kenar süsünü Gezi Direnişi’ne ayıran Express, İstanbul’dan Erzincan’a, Eskişehir’den Tarsus’a, Berlin’den Londra’ya, Buenos Aires’ten San Fransisco’ya öyle bir devri-i aleme çıkarıyor ki okurunu, gerçekten de “Heryer Taksim, Heryer Direniş” oluyor bir anda. En büyük mahareti de meseleyi üstten bakan analizlerle değil, sahadan tanıklıklarla sayfalarına taşıması. Farklı hareketlerin, direnişin farklı…

3-MiKROP_ZALiMSEVKi_jpg

08 Mar: Engin Ergönültaş’tan bir roman: Minare Gölgesi

Bir kitabı okumadan tavsiye edeceğim şimdi. Yazarının adını söylediğimde, özellikle bir kuşağın neden böyle yaptığımı anlayacağını düşünüyorum: Engin Ergönültaş. Ankara yıllarımda, dostum Levent Gönenç ile mizahın muhalefetiyle adım adım ilerlemeye çalıştığımız o yıllarda, Engin Ergönültaş adı bizim için tanığı olamayacağımız dünyalara açılan bir pencereydi. Şehrin korunaklı alanındaki yaşamlarımızın kapalı ve kırılgan haliyle yüzleşebilmemiz için bir pusulaydı onun çizdikleri. Levent Cantek “Türkiye’de Çizgi Roman” adlı kapsamlı ve önemli kitabında çerçeveyi daha iyi çiziyor: “Ergönültaş, ezilmiş insanların, marjinallerin argoyu, cinselliği, şiddeti kullanışlarını…