Tuncel Kurtiz için…

Tuncel Kurtiz’le sohbet edebilmek. Düşüncesi bile güzel. Şanslıyım ki, bu güzelliği yaşadım. En uzun sohbetlerimizden birini, Ahmet Boyacıoğlu’nun “Siyah-Beyaz” filmi öncesinde yapmıştık. Nasıl da keyifliydi o gün. Ankara’nın eşsiz galeri-barı Siyah-Beyaz üstüne konuşurken, mekanla ilgili kişisel hikayemi anlatmıştım Tuncel Abi’ye. İlgiyle, daha da ötesi sevgiyle dinlemişti bu hikayeyi. Geçmişten gelen cümlelerin tozlu güzelliğine sığınacağına, geleceğe dair ışıklar düşürmüştü ortama. Daha yıllar yılı çalışmayı, üretmeyi düşünüyordu.

Sonraki buluşmamızda biraz yorgun görmüştüm onu. Samimiyetle sormuştum “Nasılsın?” diye. Bir yanı her zaman olduğu gibi umut doluydu ama bir yanı da “İkiyüzlü insanlar yoruyor be!” diyordu.

“İşini yapacaksın, çalışacaksın, seveceksin, yaşadığını bileceksin, gerisi hikaye,” demişti. ‘Hikaye’yi öyle bir tonlamıştı ki, iki anlam birden yüklemişti cümleye. Hep öyleydi zaten, en basit cümleye bile birden çok anlam katardı söyleyişiyle, ses tonuyla.

…ve birden o acı haber geldi. Herkes üzüldü, herkes konuştu. Bütün o konuşulanları, söylenenleri yorumlamak haddime değil. Üzüntüyü üzüntüden üstün kılamaz kimse. Herkesin acısı derindir, kendindedir.

Çocuk yaşımda tiyatro sahnesinde izlediğim, unutulmaz filmleriyle bereketli düşünce diyarlarına savrulduğum, okuduğu şiirleri dinleyerek gençlikten ortayaşa yürüdüğüm insan yok artık.

Geriye gülen gözlerinin alıp götüren derinliği, ciğerinin kanayan köşesinden fışkıran sesiyle söylediği söz kaldı: “Gerisi hikaye!”

Gerisi hikaye Tuncel Abi. Hepsi hikaye. O noktada bıraktın bizi, yazabildiğimiz kadar yazacağız biz de o hikayeyi.

Yorumlar (6)

Yekta bey; biz halk olarak ki; orta anadolu doğu ve karadeniz genele vurarak söylüyorum bunu; şu sanat camiası dediğiniz camia uzaktan çok çirkin görünüyor yakınını tahmin bile edemiyorum şunu bilmenizi istiyorum kelime denen şey; bir enerji den ibarettir siz ne söylerseniz gider dolanır tur atar size söylediğiniz söz olarak geri döner olumsuz bir tabiatta değilim ama lütfen çevrenize söyleyin Alkış tutmanın hiç bir anlamı yok..dua edeni görmeyi ama gerçekçi insan olmalarını öneriyorum halk bunu görmek istiyor ister sol görüş olsun ister sağ dua tek dildir, umarım anlatabiliyorum Mekanı cennet olsun sizlere kattıkları ve bizlerin bildikleriyle büyük bir usta için en güzel dersleri yaşattırmış ne güzel..sevgiler..

Ne şanslısınız ki kendisiyle birebir diyalog kurmuş ve onu şu an anlatabiliyorsunuz. Ve "O" ne kadar şanslı ki sizin gibi kalemi güçlü biri tarafından bu kadar güzel ifade edilebiliyor, sonsuz yokluğunun ardından. Şimdiye kadar okuduğum, katışıksız en içten ifadeler. Pek tanınmayan ya da sadece bir diziyle birden bire popüler kültür ilahı haline getirilen insanların "gidişi" ardından tonlarca yorum yapan insanların iticiliğinden şimdiye kadar dem vurmuşumdur hep. Acaba birgün ben de kaybettiğimiz bir ünlü için sosyal paylaşım sitelerinde üzüntümü dile getirecek paylaşımlar yapar mıyım?! Yapabilirmişim. Yokluğu gün be gün çoğalacak bir isim! Tanışamadığım, sesini birebir duyamadığım için çok üzüldüm. Çok büyük bir bencillikle dile getiriyorum duygularımı, maalesef… üzgünüm. Neden hep erken ayrılıklar…

gözleri ve sesi… ben de duyduğum an sarsıntılar içinde çırpınmıştım gözlerime ve kulaklarıma getirebilmek için bir an önce. üzüldük. tabii yaşayacağız. var oldu. güzel bir var oluştu o. şimdi yok oldu. geriye yankıları ve fotoğraflarındaki anlamlar kaldı.

Merhaba Yekta Bey;
Ben de derin bir üzüntü duydum acı haberi aldığımda ve hala da etkisindeyim. Hayat böyle bir şey işte diyorum kendi kendime ama yine de kabullenemiyor insan.
Her ne kadar uzak gibi görünsek de bizler Tuncel Bey'e aslında bir o kadar da yakınız, hislerimizle, gördüklerimizle.Ben de onunla ilgili hislerimi daha iyi anlatabilmek için ve paylaşmak için bir köşe yazısı yazdım Bizim Darıca Gazetesindeki yerimde. Okumak isterseniz diye linkini paylaşmak isterim. Mutlu olurum.

Yazımın linki;
http://www.bizimdarica.com/y949-bilge_adamin_ardindan.html

Cezayir'den selam ve sevgilerimle

Sevdiğini korumak için savaşman yetmezse eğer; en karanIık çare onun sevgisini öIdürmektir. Sevdiğini kurtarmak için en kötü ihtimaI, en son yoI ona ihanet etmektir.

dünya hikayelerden oluşur, atomlardan değil.-muriel rukeyser

bir yorum bırakın