Emma Peel

emma-1

26 Haz: Emma Peel: “Şaşkınlık”

Karşıdaki Adam: Ne oldu? Neden öyle bakıyorsun? Emma Peel: Bütün bunlar gerçek olabilir mi?  Karşıdaki Adam: Neler? Ne oldu yine? Emma Peel: Her dakika ‘ne oldu yine’ diye sorduğumuz bir dünya gerçek olabilir mi? Karşıdaki Adam: Bunda şaşıracak ne var anlamadım. Elbette gerçek. Hayatın ta kendisi bu. Bir rüyada yaşamıyoruz, sen de biliyorsun bunu. Durumu romantikleştirmeye gerek yok. Emma Peel: O zaman sadece şaşırma hakkımı kullanmak istiyorum. Dünya ancak bu yüz ifadesiyle bakabileceğim bir yer artık.

peel

23 Nis: Emma Peel: Mutfak

Karşıdaki Adam: Çabuk o elindeki bıçağı bırak ve buraya gel! Emma Peel: Hayır! Karşıdaki Adam: Delirdin mi sen yahu? Bırak dedim, bir kaza çıkacak! Emma Peel: Bu bıçağı nasıl kullanacağımı bana öğretecek kişi sen değilsin. Bunu benden, bizden iyi kimse kullanamaz. Karşıdaki Adam: Sakin ol lütfen… Emma Peel: Sakinim… Hem de tahmin edemeyeceğin kadar sakinim. Yıllardır bu mutfağın, bizi tıktığınız mutfakların parmaklıklı pencerelerinden dışarı bakarken öğrendim böylesine sakin olmayı. Bir elimde bıçak, günde üç öğün, karnınızı doyurmaya çalışırken öğrendim zamanı…

EmmaPeel-DianaRigg

27 Kas: Emma Peel: “Muzip”

Karşıdaki Adam: Tuhaf gelecek ama böyle muzip baktığında korkuyorum senden. Yani… Korkmak demeyelim de, çekinmek diyelim… Emma Peel: Tuhaf gelmedi. Böyle baktığımda zihnimden ne geçtiğini anlayamıyorsun, o yüzden çekiniyorsun değil mi? Karşıdaki Adam: Evet, tam olarak böyle… Emma Peel: Başka türlü baktığımda zihnimi okuyabildiğini sanıyorsun çünkü. Karşıdaki Adam: Yani, öyle demedim ama… Emma Peel: O kadar şaşkın, o kadar zavallı oluyorsun ki bazen, ne diyeceğimi bilemiyorum. Üzülüyorum desem, o da yalan olacak. Bütün hayatını zihnimen geçenleri okuyabildiğin, beni istediğin anda anlayabileceğin,…

image

21 Tem: Emma Peel: “Ağaç”

Karşıdaki Adam: Yorgun görünüyorsun. Emma Peel: Yo, gayet iyiyim. Karşıdaki Adam: Günlerdir şu üstündekileri çıkarmadın bile. Ne desem tersliyorsun. Emma Peel: Terslemiyorum. Sadece gerçeği söylüyorum. Göstermek istediğinle, gerçeğin ne kadar farklı olduğunu, bıkmadan usanmadan anlatmaya çalışıyorum. Karşıdaki Adam: Ben ne görüyorsam onu söylüyorum. Emma Peel: Göstermek istediğinin mutlak gerçek olduğuna o kadar inanıyorsun ki… Bakmıyorsun bile. Dinlemiyorsun, duymuyorsun. Karşıdaki Adam: Sen istediğin kadar gevele, ben bildiğimi söylemeye devam edeceğim. Emma Peel: Zaten hep böyle yapıyorsun. Bir ağaçtan konuştuğumuzda, gözünün önüne…

emma_peel009

24 May: Emma Peel: “Gelecek”

Emma Peel: Ne oldu, neden öyle bakıyorsun? Karşıdaki Adam: İyi bir gün bugün. Şu anda sana bakarken biliyorum ki, bütün bu karmaşaya, ikiyüzlülüğe, saçmalık denizine karşın bir yerlerde iyi bir şeyler oluyor. Emma Peel: Neden böyle düşündün? Karşıdaki Adam: Çünkü sana baktım. Emma Peel: … Karşıdaki Adam: Öyle güzel bakıyorsun ki şu anda dünyaya, o dünyada iyi bir şeyler yaşandığını düşünmekten başka çarem yok. Bildiğim sıfatların dışında bir bakış bu. Nasıl tanımlayabilirim ki? Bir anahtar, bir gündoğumu, bir ışık… Zaman,…

Diana-Rigg-diana-rigg-9361746-486-500

08 Mar: Emma Peel: “Bakmak”

Karşıdaki Adam: Neden öyle bakıyorsun? Emma Peel: … Karşıdaki Adam: Yapma lütfen, rahatsız oluyorum. Dik dik bakma! Emma Peel: Bakışlarımdan değil bakabiliyor olmamdan rahatsız oluyorsun sen. Sana bakılabiliyor olmasına bile tahammülün yok. Karşıdaki Adam: Saçmalama! Varsa bir söyleyeceğin söyle, yoksa çekip gidiyorum. Emma Peel: Gidemezsin. Buna cesaretin yok. Tek başına bir hiçsin çünkü, bunu ikimiz de biliyoruz. Şimdi otur oturduğun yerde. Ben bakacağım sen de o bitmeyen tedirginlikle yaşamaya devam edeceksin.

diana-rigg-emma-peel-1966

26 Oca: Emma Peel: “Zaman”

Karşıdaki Adam: Seni epeydir böyle huzurlu görmemiştim… Emma Peel: Haklısın… İyiyim, uzun zamandır olmadığım kadar iyi hem de. Karşıdaki Adam: Kış mevsiminin böyle bir etkisi oluyor herhalde. İçine kapanmak, kazak görünümünde kalın bir kozayla sarmalanmak iyi geliyor kimilerine.  Emma Peel: Ne güzelmiş bu varsayım. Hoşuma gitti. Ama benim kendimi iyi hissetme nedenim kış değil. Bütün mevsimler… Zaman… Karşıdaki Adam: Nasıl yani? Emma Peel: Zaman diyorum, zaman. Bütün gece ders çalışsan da geçer not vermeyeceğini bildiğin o acımasız öğretmen; zaman. Bütünleme sınavında öyle…

EMMA6-mrs-emma-peel-30735664-434-347

19 Ara: Emma Peel: “Düşlemek”

Karşıdaki Adam: Düşüncelisin… Emma Peel: Belki. Karşıdaki Adam: Belki mi? Sesin bile titriyor. Emma Peel: Bir yıl daha bitiyor… Belki de onun getirdiği hüzündür. Karşıdaki Adam: Buna inanmamı beklemiyorsun değil mi? Sen öyle yılların geçişine üzülecek melankoliklerden değilsin. Emma Peel: Geçip giden yıllara değil, o yıllarda hayatımızdan geçip giden insanlara üzülüyorum galiba. Karşıdaki Adam: Yani… ne diyebilirim ki? Emma Peel: Artık sadece düşlüyorum… Bütün o an’ları, o insanları… Robert Desnos’un sözlerine sığınıyorum her yılın sonunda olduğu gibi… “Öyle çok düşledim…

The-Queen-of-Hearts-diana-rigg-23333322-993-600

20 Kas: Emma Peel:”Şüphe”

Karşıdaki Adam: İşte bu hallerinden özellikle nefret ediyorum. Emma Peel: Ne varmış halimde? Karşıdaki Adam: Dikkat çekebilmek, simgesel göndermeler yapmak için düştüğün şu hallere bak… Ne o elindekiler öyle? Yakışıyor mu? Emma Peel: Ne göndermesi, ne simgesi? Karşıdaki Adam: Hah, şimdi de anlamıyor numaraları… ‘Hayat bir kumardır’ klişesini gözümüze sokmak için bunca çabaya değer mi? Emma Peel: Ezberlediğin dünyanın dışına doğru bir adım bile atıldığında tedirgin oluyorsun değil mi? Korkuyorsun. Hayat seni bilmediğin yerden sözlüye kaldıracak diye titriyorsun. Derdim gönderme…

diana-rigg-007

20 Eki: Emma Peel: “Kuzey Rüzgârları”

Karşıdaki Adam: Saatlerdir seni bekliyorum. Merak ettim. Emma Peel: Bana ne olduğunu mu merak ettin, senden uzaktayken neler yaptığımı mı? Karşıdaki Adam: Kelime oyunu yapma, merak ettim işte. Neredeydin? Emma Peel: Kuzey rüzgârlarıyla konuşuyordum. Karşıdaki Adam: O senin gevezelik ettiğin rüzgârlar kaç kişinin ölümüne neden oldu biliyor musun? Emma Peel: Sen hiç konuştun mu onlarla? Karşıdaki Adam: Rüzgârlar konuşmaz! Emma Peel: Konuşmaz ama insan öldürebilirler değil mi? Güvenli dünyanda en ufak bir çatlak olursa diye nasıl da korkuyorsun? O korkular…