Haber Takibi

jeyan-mahfi-ayral-tozum_68921

31 Ağu: Sesinden Ayrı Kalan Yüz

Türk sinemasının kimine göre seri üretim içinde olduğu, kimine göre altın çağını yaşadığı yıllar hepimizin bellek koridorlarında birden çok kapının açılmasına neden olan yıllardır. Cumhuriyet projesinin sosyal hareketlerinin beyazperdedeki karşılıkları içinde zengin kızlar, fakir oğlanlar, kenar mahalle bıçkınları, fabrikatör babalar, kötü yola düşen anneler, sınıfsal farklılıkları temsil etmek istercesine ortalıkta dolaşan aşçılar, uşaklar, şoförler… Aşk, çekirdek aile kavramına ulaşmak için gereken bir eylemdir; genç kızlar anne olmak özlemlerini, yakışıklı delikanlılar evlerinin kadını olacak açılmamış çiçeği aradıklarını vurgular her fırsatta. Kadının…

sacco

27 Ağu: Joe Sacco: Hâlâ vicdanı olanlara…

Joe Sacco bir gazeteci, muhabir ve hepsinden ötesi bir çizer. Savaş ve yıkım bölgelerinin canlı tanıklığını bilgisayarının tuşları, kamerasının objektifi ya da fotoğraf makinesinin deklanşörü ile yapmıyor; tanıklıklarını çizim kalemleriyle, tarama ucuyla aktarıyor bizlere. Neredeyse biricik bir deneyim bu. 2001 tarihli Filistin çizgi romanının önsözlerinden birini Edward Said yazmış. Said şöyle diyor: “Sacco sağduyulu bir şekilde, militanlığa, özellikle de sloganlarla topluca sergilenen militanlığa prim vermiyor. Oslo sürecinin ardından artık parodiye dönüşmüş çözüm önerilerine de yanaşmıyor. Ama onun çizgileri, okuyucuyu, çektikleri…

IMG_2557

25 Haz: Prizren’den İnsan Manzaraları

Prizren‘de her gören “Şadırvan’dan su içtin mi?” diye soruyor. O meşhur “Şadırvandan su içen mutlaka buraya bir kere daha gelir,” sözüne inanmayan yok çünkü. Üstelik herkes bunun gerçek olmasını, bir gelenin bir daha gelmesini, gelip de kalmasını istiyor. İnsanlarla sohbet etmeyi seviyorlar. Arasta Çarşısı‘nın girişinde karşımıza çıkan bu küçük kızın darbukayı böyle havalı tuttuğuna bakmayın. Öylesine vurmaktan başka bir amaç için kullanmıyor. Belki anlayamadığımız derin bir yeteneği var da, göstermek istemiyor. Darbukacı Kız’dan elli metre ileride karşımıza çıkan bu çocuklar…

davidandbill

16 Haz: “Pes” dedirten diyalog!

Irina Poignet ile Sel Yayınlarının bir kitabını tanıtmışken, o meşhur konudaki haber takibimizi de yapalım istedim: “Burroughs / Palahniuk Davası”. (İlgilenenler Fil Uçuşu’nun Haber Takibi etiketi altında bu davanın önceki aşamalarında neler olduğunu okuyabilirler.) William Burroughs’un yazdığı, Süha Sertabiboğlu tarafından dilimize çevrilen Yumuşak Makine adlı kitabın ve Chuck Palahniuk‘un yazdığı, Funda Uncu‘nun Türkçeye çevirdiği Ölüm Pornosu adlı kitabın, Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulunun verdiği rapora dayandırılarak açılan ve sürmekte olan davaları bir süredir “bilirkişi sorunu” yaşıyor. Son duruşmadan aktaracağım…

120518-nannimoretti_hlarge

24 May: Cannes 2012 Notları. Bölüm 4: “Ben sizin sesinizim…”

Festival zamanı geldiğinde, apar topar hazırlık başladığında, “Sakın yoruluyoruz demeyin, vallahi çok şanslınız,” diyenlerin sayısı arttığında, dostum Emrah Kolukısa ile birbirimize bakar güleriz. Elbette orada olmak güzeldir. Ancak bir de işin dışarıdan görünmeyen, sadece orada haber yapmanın zorluğunu bilenlerin anlayacağı yönü vardır. Bir gün Cannes Film Festivallerinde yaşadıklarımızı yazmayı düşünüyoruz Emrah’la, eminim Türkiye’de kültür-sanat haberciliği yapmaya çalışmanın da bir hikayesi olacaktır bu metin. Ama festival günlerinden geriye, o zorlu anların, saatlerce yürünen yolların, sağanak yağmurların,ağır yayın teçhizatlarının, basın odasında ya da Türk standında sandalye tepelerinde dinlenmeye…

fotoraf

20 May: Cannes 2012 Notları. Bölüm 3: Haneke ile karşılaşmak…

Bu fotoğrafla ilgili söyleyecek fazla bir söz yok. Beklenmedik bir anda Haneke ile karşılaşmanın heyecanı yüzümden okunuyor zaten. Kırıla döküle bir fotoğraf çektirme isteğini söylemek ve ardından cep telefonu ile hızlıca çekilen fotoğraf. Cüneyt Cebenoyan’la konuştuk sonrasında; insan o sakin ve mesafeli duruşunu nasıl da bir anda kaybediyor, dedik. Gerçekten de öyle… Ama ne yaparsınız, eğer sükunetinizi kaybetmenize neden olan kişi Haneke ise buna değer. Bütün filmleriyle bana yeni kapılar açmayı başarmış bir yönetmen. Her filminden sonra bende bir kez…

DSCN0508-1

19 May: Cannes 2012 Notları. Bölüm 2: “Osman Pepe nerede?”

18 Mayıs, bizim için Cannes’da Fatih Akın günüydü. Sabah erken bir saatte, Grand Hotel’in bahçesinde buluştuk röportaj için. Oktay Taşkın kamerayı hazırlarken Cannes bize ilk oyununu oynadı. Bir gün önce, Nuri Bilge Ceylan röportajı sırasında keskinliğiyle görüntüyü etkileyen ve bir yandan da bizi terleten güneş, bir anda bulutların arasına saklandı. O da yetmiyormuş gibi, beş dakika içinde yağmur başladı. Apar topar seti bir başka köşeye taşıdık. Fatih Akin’la en son İstanbul’da “Soul Kitchen” filminin gösterimi sırasında görüşmüştük. Tanıdığım en komplekssiz,…

17 May: Cannes 2012 Notları

65.Cannes Film Festivali için yollara düştük yine… Emrah Kolukısa, Oktay Taşkın ve ben festivalin, ayak tabanlarını kızartan temposuna alışkınız aslında ama ne yalan söyleyeyim, her yıl yeni bir engelli koşu yapmamız gerekiyor. Yine kalabalık, yine haber yetiştirmenin türlü zorluğu, yine gün boyu dayanmak gereken bir tempo. Söylendiğim sanılmasın, elbette Cannes’da olmak ve bu önemli etkinliği yerinde takip etmek değerli ve zor bulunur bir nimet. Cannes’daki ilk günümüzde, ilk işimiz Carosso D’Or ödülünü alan Nuri Bilge Ceylan’la röportaj yapmaktı. Zeynep Özbatur…

09 May: Dava, bir kez daha, sonuçlanamadı!

Fil Uçuşu, haber takibine devam ediyor. Duyan daha iyi duysun, duymayan kalmasın diye… Olaylar aynen şöyle gelişiyor: Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulunun verdiği rapora dayandırılarak William Burroughs‘un yazdığı, Süha Sertabiboğlu tarafından dilimize çevrilen ve Sel Yayıncılık tarafından yayımlanan Yumuşak Makine adlı kitabın altıncı duruşması ve Chuck Palahniuk‘un yazdığı ve Funda Uncu’nun Türkçeye çevirdiği, Ayrıntı Yayınları tarafından basılan Ölüm Pornosu isimli kitabın dördüncü duruşması, 8 Mayıs 2012 günü saat 10.00’da Çağlayan Adliyesi 2. Asliye Ceza Mahkemesi duruşma salonunda arka arkaya…

muhsinertugrul

13 Nis: O esnada başka bir yerde…

…Muhsin Ertuğrul, Octave Baudoin rolünde harikalar yaratmaktadır. Muhsin Ertuğrul, 1912’de Burhanettin Tepsi tarafından sahneye konan Loyson’un L’Apôtre adlı yapıtından uyarlanmış “Müçtehit” oyununda Octave Baudouin rolünde. Fil Uçuşu, tiyatroya adanmış bir ömrün örnek ismi Muhsin Ertuğrul’u, Şehir Tiyatroları’nın yönetiminin belediye bürokratlarının eline bırakılmasının konuşulduğu, adının verildiği tiyatronun önünde bütün tiyatrocuların siyasi baskılara karşı tekyürek olacağı günde saygıyla selamlıyor.