Can Yayınları

carver

02 Oca: Bilmezsiniz Aşk Nedir

Raymond Carver 25 Mayıs 1938 – 2 Ağustos 1988 Raymond Carver’ın What We Talk About When We Talk About Love isimli harika öykü kitabını 2008 yılında okudum. Kitap “Aşktan Sözettiğimizde Sözünü Ettiklerimiz” adıyla ve Zafer Aracagök çevirisiyle 1994 yılında İletişim Yayınları’nca yayımlanmış ama o çeviri ne yazık ki bende yok. (Keşke yeniden basılsa da, hem ben alsam hem daha çok öykü tutkunu okusa.) Carver, kalemini bir kamera olarak kullanırken, gerçek dünyayla kurmaca arasındaki dengeyi hassasiyetle kuran, kalem-kamerasıyla yazıya döktükleri arasındaki…

tanizaki-anahtar

19 Ara: Karanlık duyguların “Anahtar”ı

Uzun sürmüş bir evliliğin yorgunluğunda oynanan bir oyun gibi başlıyor Tanizaki‘nin “Anahtar”ı. Seçkin sınıfın temsilcisi elli altı yaşındaki profesör, Kyoto’lu geleneksel bir ailenin kızı olan kırk beş yaşındaki karısı İkuko ile cinsel yaşamını sorgulamak için eskiden günlüğüne aktarmaya çekindiği konulara girmeye karar veriyor. Yeni yılın ilk gününde karısının kuralcılığı, rahatsız edici ahlakçılığı ve yatak odası konularını konuşmaktan kaçınan kişiliği yüzünden, günlüğünün sayfalarına sığınıyor. İkuko, kadının hangi konuda olursa olsun pasif kalması, erkeğine karşı kendiliğinden harekete geçmemesi gerektiğine inanan eski kafalı…

14 Kas: 19 Kasım: Kitap Fuarında bir gün…

19 Kasım’da TÜYAP tarafından düzenlenen 30. İstanbul Kitap Fuarı’nda olacağım. Önce Murat ve Ayfer’le birlikte bir söyleşi yapacağız. Söyleşinin künyeri tam olarak şöyle: 19 Kasım Cumartesi TÜYAP Kitap Fuarı Heybeliada Salonu 14.30-15.30 Söyleşi: ” Edebiyatın Gayrımeşru Çocuğu Öykü / Can Yayınları 30. Yıl Öykü Şenliği” Konuşmacılar: Ayfer Tunç, Yekta Kopan, Murat Gülsoy Düzenleyen: Can Yayınları Söyleşinin ardından, 15.30-17.30 arasında, İmza Salonu 1B’de kitaplarımı imzalayacağım. “Kediler Güzel Uyanır”dan sonraki ilk imza olacak bu. Ayrıca “Fildişi Karası” ve “İçimde Kim Var”ın yeni…

kedilerr

31 Eki: Kediler Güzel Uyanır

Bir süredir Fil Uçuşu’na yazamadım. Arada bir böylesi kopukluklar oluyor. Oysa “süreklilik” önemlidir benim için. Neyse… Uzun bir konu bu. Hayat koşturması denen (ve nedense benim daha çok kovalandığım) o karmaşa içinde kimi zaman nereye yetişeceğini şaşırıyor insan. Kimi zaman zorunluluklar çoğu zaman sevmesek de yapmak zorunda olduğumuz işler… Bazen farklı oluyor ama… Benim için de bu süreç öyle geçti. Seyahatler, yapmaktan her zaman mutluluk duyduğumu söyleyemeyeceğim televizyon dünyası işleri, yapmaktan her zaman mutluluk duyduğum edebiyat buluşmaları, seminerler, ayrıca sağlık…

kirlarda-bir-gun-butun-oykuleri-4-188720110827010922

16 Eyl: Kütüphanemizdeki “Öykü Kitapları” Rafı

Kütüphanenin karşısında durup, donuk gözlerle raflara baktığımız günler olur. “Ne okuyacağımı bilemiyorum,” kaygısı yerleşir içimize. Kimi zaman da okumaktan iyice uzaklaştığımızı, hiçbir kitapla mutlu olmadığımızı düşünürüz. Öyle günlerde kurtarıcı kitaplara, kurtarıcı yazarlara ihtiyaç vardır. En çok da öykülere ihtiyaç vardır. Elbette her okur “biricik” olduğuna göre isimler kişiden kişiye değişebilir ama çoğumuz için kesişim noktasında aynıdır: Anton Çehov. Çehov öyküleri bugüne kadar farklı çevirilerle farklı yayınevleri tarafından Türkçede yayımlandı. Bu çevirilerin içinde en mahir olanı Mehmet Özgül çevirisi. Mehmet Özgül…

savaslari-krallari-ve-filleri-anlat-onlara20110415010647-1303203029

13 May: Bir roman kahramanı olarak Michelangelo

“Leonardo da Vinci’nin çizimi bir yere varamaz, çünkü ne Padişah’ı düşünüyor ne şehri ne de kaleyi. Michelangelo içgüdüsel olarak kendisinin daha ileri gideceğini, başaracağını biliyor, çünkü o İstanbul’u gördü, çünkü kendisinden istenen eserin baş döndürücü bir geçiş köprüsü değil, bir şehrin, imparatorlar ve sultanlar şehrinin çimentosu olduğunu anladı. Askerî bir köprü, ticari bir köprü, dinî bir köprü. Politik bir köprü. Şehrin bir parçası.” Mathias Ėnard’ın “Savaşları, Kralları ve Filleri Anlat Onlara” isimli romanının baş karakteri, henüz 26 yaşında yaptığı Davud…

04 May: Ubor Metenga! Yeniden!

“Özlem bitiyor!” diye başlayacağım söze. Ama bu sözü kendi cephemden kullanıyorum. Çünkü Ubor Metenga Buluşmaları’nı öncelikle ben özledim, biz özledik. Aslında Murat Gülsoy’la sıklıkla edebiyat üstüne, kitaplar üstüne konuşma fırsatımız oluyordu ama Ayfer Tunç, bir süredir yurt dışındaydı. Onun sohbetlerini ne kadar özlediğimi anlatamam. Dolayısıyla “Özlem bitiyor,” bir kalıp olmaktan öte anlam taşıyor bu kez. Can Yayınları’nın basın bültenini okuyunca keyfim yerine geldi. İlkini 6 Mayıs günü Erdal Öz‘ün Kendi Evinde öyküsünü konuşarak gerçekleştireceğimiz etkinlikler için diyor ki bültende “Ekibin ayrılmaz…

UMUT-S7E1

10 Ara: Günden Kalanlar.11

• Yağmur dediği saatte yağmaya başladı. Meteoroloji haklı çıktı. Sabaha karşı yağmurun sesiyle uyandım. Seyrettim. Yağmaya devam ediyor. Fayrouz dinliyorum; “Ossa Zghiri Ktir”. Fayrouz CD’si, dostlarla çay içip Ürdün anılarını konuştuğumuz gecenin armağanı olarak kaldı müzik setinin içinde. Bu hafta, geceler hep dostlarla geçti. Uzun sohbetler, düşünceler, gülüşler… • Dostoyevski’nin, Türkiye’de daha çok “Öteki” adıyla bilinen tartışmalı romanı “İkiz”i okumamıştım daha önce. Sabri Gürses çevirisiyle Can Yayınları tarafından yayınlanınca pek sevindim. Sabri Gürses’in kapsamlı ön yazısı da ayrıca aydınlatıcı bir…

kitappp

14 Ağu: Kitaplardan kurtulmak isteyen kim?

Eco ve Carriére’den “aydın duruşu”… Bir filmi görmeden hakkında atıp tutmak. Ya da okumadığınız bir kitabın, dünya edebiyatına katkısı konusunda büyük laflar söylemek. Büyük bir bilgi denizinde yüzerken yutulan su gibi düşünülebilir. Zaten o kadar büyük bir denizde, okyanusta yüzmek de ancak bunu cesurca söyleyebilecek babayiğitlerin harcı. İki büyük üstat; Umberto Eco ve Jean-Claude Carriére, görkemli kütüphanelerine bakıp “Bütün bu kitapları okudunuz mu?” diye soranlara verilecek cevaplardan konuşurken geliyorlar bu noktaya. Eco, kendi adına iki cevabı olduğunu söylüyor: 1. “Bu…

08 Haz: Ubor Metenga Oturumlarını İzlemek İster misiniz?

    Mayıs ayıyla birlikte Ubor Metenga buluşmalarının da sonuna gelmiş olduk. Aslında buna son değil, “sezon finali” demek daha doğru olacak galiba. Çünkü gönlümüz bu öykü çözümleme buluşmalarını sonbaharda da sürdürmekten yana. Can Yayınları ve İKSV Salon, bu oturumların katılımcılar açısından mükemmel geçmesi için elinden geleni yaptı. Yine de, rezervasyonların ilk günden dolması nedeniyle, yer bulmakta zorlanan edebiyatseverler oldu. Ayrıca İstanbul dışında yaşayan okurlar da bu etkinliklere katılmak istediklerini belirten e-postalar gönderdiler. Okurun ve basının bu ilgisi, elbette Ayfer Tunç,…