James Joyce’un 1916 tarihli eseri Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi’nin (A Portrait of the Artist as a Young Man) son cümlesi Murat Belge çevirisiyle şöyle: Koca ata, koca düzenci, şimdi ve her zaman yardımcı ol bana. Orijinali “Old father, old artificer, stand me now and ever in good stead” olan cümlenin girişi, Alison Bechdel’in mükemmel çizgi romanı (grafik roman demek daha doğru olacak elbette) Cenaze Evi, Şenlik Evi’nde Barış Gümüşbaş tarafından “Ey koca baba, ey koca sanatkâr,” olarak çevrilmiş….
Kitap
Size “bakılmasına” izin veriyorsunuz, sonsuz sayıda yoruma da hazırlıklı olmanız gerekir. Kimilerini seversiniz, kimilerine şaşırırsınız bu yorumların. Kimi canınızı sıkar, kimi yalanlarlar doludur… Hazır olmak lazım. Hem bu gerilimin de insanı ayakta tutan bir yanı vardır. Fazlaca mesafeli davrandığınız zaman soğuklukla, içten bir kahkaha attığınızda sululukla suçlanabilirsiniz örneğin. İfadeniz ciddi, sözleriniz fazlaca kendinden eminse “kibirli”, günün neşesiyle büyükçe bir kahkaha ve gevşek dokulu sözler sarf ediyorsanız “civelek” olursunuz birilerinin gözünde. İkisinin de insana dair olduğunu unutmadan yaşamak gerekiyor. Ruh halimize,…
19 Kasım’da TÜYAP tarafından düzenlenen 30. İstanbul Kitap Fuarı’nda olacağım. Önce Murat ve Ayfer’le birlikte bir söyleşi yapacağız. Söyleşinin künyeri tam olarak şöyle: 19 Kasım Cumartesi TÜYAP Kitap Fuarı Heybeliada Salonu 14.30-15.30 Söyleşi: ” Edebiyatın Gayrımeşru Çocuğu Öykü / Can Yayınları 30. Yıl Öykü Şenliği” Konuşmacılar: Ayfer Tunç, Yekta Kopan, Murat Gülsoy Düzenleyen: Can Yayınları Söyleşinin ardından, 15.30-17.30 arasında, İmza Salonu 1B’de kitaplarımı imzalayacağım. “Kediler Güzel Uyanır”dan sonraki ilk imza olacak bu. Ayrıca “Fildişi Karası” ve “İçimde Kim Var”ın yeni…
Dünyanın en önemli kitap fuarlarından Londra Kitap Fuarı’nın gözü bugünlerde Türkiye’nin üstünde. Londra Kitap Fuarı yetkilileri, British Council temsilcileri bir süredir Türkiye’den yayıncılarla ve ajanslarla görüşüyor duyduğum kadarıyla. Bu işin sonu, önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin bu önemli fuarda “Konuk Ülke” olmasına kadar gidebilir. Keşke bu süreçte yetkililer biraz da edebiyatın kaynağına yakınlaşsalar ve eğer böyle bir karar verilecekse, öncesinde yazarlarla da görüşseler.
Tamamlanmış bir metnin tarihinde yolculuğa çıkmak kolay değil. Kendi ruhuna doğru iz sürmek. Tamam; defterlerdeki notlar, sağa sola yazılan paragraflar, yazılış süreciyle ilgili fikir veriyor ama o ilk cümlenin, ilk düşüncenin akla düştüğü an geçmişin rüzgârında, yağmurunda kaybolup gidiyor. John Fowles, “Yaratık – A Maggot” romanına bir öndeyiş ile başlar. Bu öndeyişte, okuyacağımız yüzlerce sayfalık kitabının tohumuyla tanıştırır bizleri: “Kitabı kaleme alışımdan birkaç yıl önce, yüzleri olmayan ve görünüşte belli bir gerekçeleri de bulunmayan küçük bir seyyah topluluğu, zihnimden öylesine…
Sel Yayınları‘nın “Cinsel” kitaplar dizisinin başına gelenleri biliyorsunuz mutlaka. Bilmeyenler için girişi bu ayki Milliyet Sanat’tan, Noktalı Virgül adlı köşemden alalım: “Uluslararası Yayıncılar Birliği IPA’nın, her yıl yayın özgürlüğünün savunulması ve yaygınlaştırılması için verdiği “Özgürlük Özel Ödülü” 2010 yılında Sel Yayıncılık’a verildi. Ama hikaye böyle mutlu sonla bitmiyor. 2 Kasım günü bu ödülü alan Sel Yayıncılığın sahibi İrfan Sancı 7 Aralık günü, saat 11.00’de, Sultanahmet Adliyesindeki 2.Asliye Ceza Mahkemesi duruşma salonunda olacak. Çünkü TCK 226’ya göre açılan dava sürüyor. Son…
Yukarıdaki fotoğraf 2000 yılının Kasım ayında, o zamanlar Tepebaşı’nda düzenlenen Tüyap Kitap Fuarı’nda çekilmiş. İlk imza günüm. Fotoğrafı çeken kişi Hayalet Gemi’den arkadaşım Fakiye Özsoysal. Can Yayınları standının bir köşesinde oturmuş gülüyorum. Önümde ilk kitabım “Fildişi Karası” var, on tane kitabın kaçını imzaladım bilmiyorum. Arkadaşlar gelmişti, belki bir-iki de okur. Elimdeki kalem hala duruyor, fotoğrafın sol alt köşesinde seçebildiğim kadarıyla sırt çantamı oraya koyuvermişim. (Aşağıdaki fotoğrafta, nasıl küçük bir alanda kitap imzalamaya çalıştığım daha net belli oluyor. Bütün o alan…
Man Booker Ödüllerinin ön listesini Fil Uçuşu’nda detaylarıyla, dikkat çekici ayrıntılarıyla “Man Booker’da ilk liste açıklandı” diyerek paylaşmıştım. (Bu yazı beni çok sıkı bir okurla, özellikle de Man Booker Ödülü’nde adı geçen kitapların takipçisi olan sıkı bir okurla tanıştırdı: Nur Evrim Barutçu Haznedar. Nur Evrim Barutçu Haznedar, benimle oldukça yararlı bir de liste paylaştı. Man Booker Ödülünü almış kitaplardan hangilerinin, hangi yayınevi tarafından, hangi isimle Türkçeye kazandırıldığını, hangi kitapların yayınevi ilgisi beklediğini gözler önüne seren bir liste.) Man Booker…
Eco ve Carriére’den “aydın duruşu”… Bir filmi görmeden hakkında atıp tutmak. Ya da okumadığınız bir kitabın, dünya edebiyatına katkısı konusunda büyük laflar söylemek. Büyük bir bilgi denizinde yüzerken yutulan su gibi düşünülebilir. Zaten o kadar büyük bir denizde, okyanusta yüzmek de ancak bunu cesurca söyleyebilecek babayiğitlerin harcı. İki büyük üstat; Umberto Eco ve Jean-Claude Carriére, görkemli kütüphanelerine bakıp “Bütün bu kitapları okudunuz mu?” diye soranlara verilecek cevaplardan konuşurken geliyorlar bu noktaya. Eco, kendi adına iki cevabı olduğunu söylüyor: 1. “Bu…
Yeni bir yazar keşfetmenin keyfi hiçbir şeye benzemez. İşte size defterlerinize not edip, kitaplarını takip etmeniz için kimi tanıdık kimi yeni bazı yazar adları. Sıkı okurlar Man Booker ödüllerini dikkatle takip eder. Bu ödüle ulaşan isimler arasında kimler yok ki: John Berger, V.S. Naipaul, Nadine Gordimer, Iris Murdoch, Salman Rushdie, J.M. Coetzee, Peter Carey, Kazuo Ishiguro, Arundhati Roy, Ian McEwan, William Golding, Ben Okri, Margaret Atwood, John Banville… Naipaul, Gordimer, Golding ve Coetzee’den yola çıkarak Man Booker ödüllerini Nobel habercisi…