yekta

600d86a1-4f99-433f-8ccd-f21cc3eaadaa

09 Mar: Huzursuz ruhlarımız “Kısık Ateşte Düdüklü Tencere”de pişiyor

Geçmişin cevaplanamayan sorularıyla uğraşmak, gerçekten zorlayıcı olabilir. İnsan doğası gereği, geçmişteki belirsizlikler ve karışıklıklar bugünkü düşüncelerimizi etkileyebilir. Bazen bu durum, içsel bir huzursuzluğa veya belirsizlik duygusuna neden olabilir. Ancak bu soruları kabullenmek ve anlamaya çalışmak, huzur için önemli bir adım olabilir. Bazı zamanlar, bu soruları sorgulamak bize derinlemesine bir anlayış ve kabullenme sağlayabilir. Peki ya kabullenemiyorsak? Ya anlam veremiyorsak? Anlamlandırmak için attığımız her adım, daha derin bir karanlığa götürüyorsa bizi? O zaman belki de kabullenmek yerine, anlamlandırma çabamızın kendisi bizi…

23 Şub: Objektif Okur Olmak

Geçenlerde Fil Uçuşu’nda “Tanıtımcı Gazetecilik” diye bir yazı yazdım.  Hep söylüyorum; burası benim not defterim gibi oldu. Biraz günlük, biraz müsvedde, biraz da üstünde çalışmak istediğim konulardaki notlar. Ne kadar okunduğunu, insanların zihninde nasıl çağrışımlara yol açtığını düşünmeden yazıyorum. O yazı da böyle bir düşünceyle kaleme alındı, daha sonra geliştirmek üzere aldığım notlar diyebiliriz. Yazıyla düşüncelerine değer verdiğim üç gazeteci arkadaşım ilgilendi: Yenal Bilgici, Ümit Alan ve Elif Bereketli. Kimi noktalarda düşüncelerimiz buluştu, kimi noktalarda farklı kavram seçimlerini tercih ettik….

Screenshot

20 Şub: Brooklyn’de Harikalar Diyarı: Rough Trade

New York’a turist olarak gittiyseniz büyük olasılıkla Manhattan civarında konaklayacaksınız. Mantıklı… Şehrin simge binalarına, müzelerine, meydanlarına ulaşmanın kolay yolunu seçtiniz. Ama koskoca New York bu… Gezinizin Manhattan’la sınırlı kalmayacağı kesin. Hele Brooklyn’e gitmeden olur mu? Olmaz tabii. Manhattan’dan kalkıp Brooklyn’e gidecek olanlar için küçük bir uyarı. Ulaşım konusunda önceden bir çalışma yapmanızda fayda var. Gördüğünüz her ‘Sarı Taksi’ Brooklyn’e gitmeyecektir çünkü. Bir nevi “ben karşının taksisiyim abi,” durumu anlayacağınız. Brooklyn’e geçer geçmez manzara değişecek. New York başka alem, Brooklyn başka….

IMG_0483

19 Şub: Uçaklarda nelerden rahatsız olursunuz?

Bir sosyal medya anketi yaptım ve şunu sordum: Uçak yolculuklarında rahatsız olduğunuz davranışlar nelerdir? (Havaalanında, uçakta, personelde, diğer yolcularda) Meğer herkes bu sorunun sorulmasını bekliyormuş. Eteklerdeki taşlar dökülünce ortaya uzun bir liste çıktı. Ben de elimden geldiğince sınıflandırmaya çalıştım. Uçağa binmeden… Bilet alımı sırasında ve check-in kuyruğunda açıkgözlük yapmaya çalışanlar.  Boarding yapılırken sıraya geçmeyenler. Kimliğini önceden hazırlamayıp yığılmaya neden olanlar. Uçağa biniş sırasında… Uçağa biniş esnasında, körükteyken bir sağdan bir soldan zikzak çizerek yürüyüp geçenlere engel olanlar. Koridorda yerlerini arayarak…

HG+website+update+photo+2+1+24

19 Şub: Hermanos Gutiérrez ve Gitarları

Hermanos Gutiérrez, 32.İstanbul Caz Festivali kapsamında 2 Temmuz gecesi Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesinde olacak. Issız çöllerin fon olduğu bir seda ile buluşmayı sevenler Alejandro ve Estevan Gutiérrez kardeşlerin müziğine aşina. Türkiye’de de hatırı sayılı bir dinleyici kitlesi var ikilinin. Maceralarını gitarlarıyla anlatmayı seven eski zaman gezginleri bu kardeşler. Ekvadorlu-İsviçreli kardeşlerin müzik anlayışı yıllar önce Amerikan Güneybatısına yaptıkları bir ziyaretle değişmiş. Mojave Çölü ve Ölüm Vadisi gezisi sonrası Estevan “Çöl bizim müziğimizin doğduğu yer,” demiş. Kardeşlerin müzikal yolculuğuna Dan Auerbach katıldıktan sonra işin…

65f1a199532d0a621fb38ce0.jpg

18 Şub: Büyük Zarifi Apartmanı: Gözyaşı ve kahkahanın eşiğinde

Büyük Zarifi Apartmanı oyunu, Beyoğlu’nun meşhur Pembe Çıkmazı’ndaki bu apartman ve onun tarihi konusunda çokça yazının yayınlanmasına neden olmuş. Elbette bu bina ile ilgili çalışmalar, araştırmalar, yazılar sadece oyuna bağlı değildir. Öncesinde de İstanbul tarihinin önemli bir parçası olan bina ve onunla ilgili yaşamlar üstüne yazılar yazılmıştır. İnternet aramaları bu yazıların tamamına ulaştıracaktır sizi. Bu yazılarda sadece binanın değil, Abdülaziz ve II. Abdülhamit dönemleri İstanbul’unun, Zarifi ailesinin, Eleni Zarifi ve ağabeyi Stefano Zafiropulos’un, binanın yapılışının, mimarı Dimitrios Panayotides’in hikayelerini de bulacaksınız. Hepsini okumanızı tavsiye ederim. Gelelim…

b_1304202216hKUAdZrMGzYIIgI0y8doMcU

12 Şub: “Dalgakıran”ın Karanlığında Yüzleşmek

Hayatın anlamını sorgularken, ölümün kaçınılmazlığıyla yüzleşebilir miyiz?  Bence cevap net; evet. Ancak burada yüzleştiğimiz ölüm çok sevdiğimiz birinin zamansız ölümüyse durum değişecektir. Hele bir de bu ölümde kendimizi de sorumlu/suçlu/olayın parçası olarak hissedeceğimiz bir durum varsa… İngiliz oyun yazarı Simon Stephens ile DOT sayesinde tanışmıştım. Önce Punk Rock, sonra da Pornografi’yi DOT’un cesur sahnelemesiyle izlemiştik. 2009 yılında izlediğim bu iki oyun, tiyatronun yeni hikayelere kapı açışıyla da tanıştığım zamanlardı.  Stephens, karakterlerinin psikolojik derinliklerinden olabildiğince faydalanan bir yazar. Eserinin dramatik yapısını olaydan önce, anların psikolojik yansımasından kuruyor….

Nora_final_boyutlar_2

15 Oca: Nora’nın Tarantella’sı

Yıl 2025. Yani İbsen’in Nora’yı yazmasının üstünden 146 yıl geçti. Önce dürüstçe şunu söyleyelim. Nora hâlâ yaşıyor. İlk sahnelendiğinde bayağı bir olay yaratmış. “Skandal” diyenler çoğunluktaymış tabii. Neden skandal? Çünkü Nora, özgürlüğünün peşinde. Birey olmak, bir kimlik isyanı, toplumsal cinsiyet eşitliği talebi. Vay Nora vay! Kadınların ekonomik, sosyal ve siyasal alanda eşitlik mücadelesi devam ediyor. Günümüzde milyonlarca Nora, o “Bebek Evi”nden çıkıp kendi hayatını inşa etme savaşı veriyor. Milyonlarca Nora, kadın kimliğinin eş ve anne olarak rollerine indirgenmesinin isyanını yaşıyor,…

15 Oca: Kötü Çeviri

Kötü bir çeviri okuyorum. Bilmediğim bir dilden yapılmış bir çeviri, yani orijinalini okuyamam. Ama kitabın Türkçesi eğreti, yanlışlarla dolu ve takır tukur, bir türlü ilerlemiyor. Bir çevirinin kötü olduğunu söylemek için o dili bilmek gerekmiyor. Bir çevirinin kalitesini eleştirmek için orijinal dili bilmek şart değil. Çeviri, bir anlamda kendi içinde bağımsız bir metindir ve hedef dilde akıcılığı, tutarlılığı, duygu aktarımı gibi kriterlerle değerlendirilebilir. Bu tür çeviriler genellikle ya çevirmenin hedef dili yeterince iyi kullanamamasından ya da kaynak metni fazla birebir…

insanlar-mekanlar-ve-nesneler

12 Oca: “İnsanlar Mekanlar Nesneler”: Bir Gerçeklik Sancısı

Duncan MacMillan’ın etkileyici oyunu “İnsanlar Mekânlar Nesneler” İbrahim Çiçek rejisiyle sahnede. Oyundan ve başroldeki Merve Dizdar’dan söz edeceğim. Ama önce… Oyunun ilk dakikalarında aklıma düşen bir başka esere, Ken Kesey romanı “Guguk Kuşu”na (One Flew Over the Cuckoo’s Nest) gidelim. Bu roman daha sonra hem tiyatroya hem de sinemaya uyarlandı. Jack Nicholson’ın unutulmaz McMurphy performansı ve Louise Fletcher’ın Hemşire Ratched rolüyle efsaneleşen filmini çoğu kişi biliyordur. Milos Forman’ın yönettiği 1975 tarihli film, beş dalda Oscar ödülü kazanmıştı. Romanın tarihi 1962. İkinci Dünya Savaşı sonrası Soğuk Savaş döneminin toplumda yarattığı gerginliklerle ve…