Cannes

05 Haz: Ahlat Ağacı’nın Alkışı

“Ahlat Ağacı” hakkında çok değerli yazılar yazıldı. Çoğunu okudum, çoğu zihnimi açtı. Filme, bu kadar farklı ve zihin açıcı yazılar yazdırdığı için de teşekkür etmeliyiz. Bu yazılar içinde, beğenisi tavanda olan da vardı, ortalarda olan da. Katılmadığı ya da beğenmediği bölümleri, nedenleriyle, tane tane anlatan da. Bir düşünce değil de, bir durum üstünden yazılmış olduğu için manasız bulduğum yazılar da okudum. Ben de, karınca kararınca, Arka Pencere Mecmua‘nın Haziran 2018 tarihli nüshası için bir yazı kaleme aldım. Ama “Ahlat Ağacı”…

48A9587

21 Eki: Asghar Farhadi : Semboller ve İşaretler Dünyasında Bir Büyük Sinemacı

Asghar Farhadi Antalya Film Forumu kapsamında Antalya’daydı. Alin Taşçıyan’ın moderatörlüğünde gerçekleşen Ustalık Sınıfı oturumunda Ali Faurkhonde ardıl çeviri yaptı.  Sözü hemen Farhadi’ye bırakıyorum… Asghar Farhadi, Antalya Film Forum Direktörü Zeynep Atakan ile birlikte… Antalya 2016 Fotoğraf: AFF 2106 Arşivi Burada olan herkese selamlarımı iletiyorum. Bu şehirde olduğum için çok mutluyum. Burada kişisel deneyimlerimi paylaşacağım. Bana göre her sinemacının kendi kendisini bulması gerekir. Her sinemacının kendi yolu vardır. Sinema türüm hakkında konuşmak istiyorum. Benim bazı filmlerimde sizi cezbeden bazı şeyler vardı…

unnamed

06 Şub: Berlinale Notları.01

65. Berlin Film Festivali… Berlinale… Hava buz gibi. Gündüz – 4 derece. “Berlin halkı soğuğa rağmen festivaline sahip çıkıyor,” klişesini duyarsanız, gülüp geçin. Çünkü sadece Berlin’de değil, dünyanın çoğu yerindeki sanat festivallerinde halkın ilgisi, hava sıcaklığına göre değişmiyor. Cannes Film Festivali’nde fırtınalı ve yağmurlu bir günde açılış yapıldığında görmüştüm bunun ne demek olduğunu. Evet, hava soğuk. Ve evet, festival güzel. Festival ziyaretçileri ilk günün yaka kartı almak ve alanı tanımakla geçtiğini bilir. O yüzden kulaktan dolma bilgilerle “izlenim yazısı” paralayacak…

Unknown-1

30 Tem: Yumruk

Radikal gazetesinde 4 Haziran 2014 tarihinde yayımlanan yazı. Herkes fotoğrafa kilitlendi. Otuz iki yıl sonra Yılmaz Güney’in yumruğunu yeniden havada görmek, Fransa’dan Türkiye’ye heyecanlı rüzgarlar estirdi. Ama ufak bir şüphe de vardı: Nuri Bilge Ceylan gerçekten Yılmaz Güney’e selam mı göndermek istemişti, yoksa sadece foto muhabirlerinin “Lütfen yumruğunuzu şöyle kaldırır mısınız?” ricasını kıramadığı için mi vermişti o pozu? Gerçeği bilemezdik çünkü bu bilgiyi bize olay yerinden aktaracak kimse yoktu. Aynı şüpheci tavır teşekkür konuşması için de geçerliydi. Nuri Bilge Ceylan,…

images-1-2

21 May: Kış Uykusu: İnsan ruhunun her köşesi

Cannes Film Festivali’nde Haluk Bilginer Nuri Bilge Ceylan’a rakip Yakılmış andızlar. Başıboş dolaşan yılkı atları. Kadim bir coğrafya. Yakılmış bir üretkenliğin içinde artık görkemli günlerinden uzak yılkı atları gibi dolaşan orta yaşı geride bırakmış tiyatro oyuncusu Aydın. Kapadokya’da Othello Otel. Tiyatronun tozu artık sadece babadan kalma zenginliğin getirdiği otelin adında kalmış. Bir de kibirli bir gülümsemede. Nuri Bilge Ceylan ve Ebru Ceylan, “Kış Uykusu”nun insan ruhunun her köşesine gitmek arzusunu replik replik hissettiren senaryolarında Dostoyevski ile Shakespeare’e ve en çok…

Room_237_2012_film

17 Şub: Stanley Kubrick ve “The Shining”in Gizemleri

Room 237, Cannes ve Sundance gibi hatırı sayılır festivallerde izleyici karşısına çıkmış bir belgesel. Rodney Ascher tarafından yönetilen belgesel, ilginç bir düşüncenin peşinden koşuyor. Stanley Kubrick‘in muhteşem Stephen King uyarlaması “The Shining”in içine yerleştirdiği düşünülen “gizli anlam”ları bir bir açığa çıkarma iddiası, bu ilginç düşüncenin temelinde yatıyor. Kubrick’in uyarlaması 1980’den bu yana çokça tartışmaya, incelemeye ve teori üretimine yol açmış durumda zaten. Ascher da belgeselinin dokuz bölümünün her birinde, gizli anlamların ve alt-anlamlar içeren unsurların üzerinde duruyormuş. “The Shining”i hem…

120518-nannimoretti_hlarge

24 May: Cannes 2012 Notları. Bölüm 4: “Ben sizin sesinizim…”

Festival zamanı geldiğinde, apar topar hazırlık başladığında, “Sakın yoruluyoruz demeyin, vallahi çok şanslınız,” diyenlerin sayısı arttığında, dostum Emrah Kolukısa ile birbirimize bakar güleriz. Elbette orada olmak güzeldir. Ancak bir de işin dışarıdan görünmeyen, sadece orada haber yapmanın zorluğunu bilenlerin anlayacağı yönü vardır. Bir gün Cannes Film Festivallerinde yaşadıklarımızı yazmayı düşünüyoruz Emrah’la, eminim Türkiye’de kültür-sanat haberciliği yapmaya çalışmanın da bir hikayesi olacaktır bu metin. Ama festival günlerinden geriye, o zorlu anların, saatlerce yürünen yolların, sağanak yağmurların,ağır yayın teçhizatlarının, basın odasında ya da Türk standında sandalye tepelerinde dinlenmeye…

fotoraf

20 May: Cannes 2012 Notları. Bölüm 3: Haneke ile karşılaşmak…

Bu fotoğrafla ilgili söyleyecek fazla bir söz yok. Beklenmedik bir anda Haneke ile karşılaşmanın heyecanı yüzümden okunuyor zaten. Kırıla döküle bir fotoğraf çektirme isteğini söylemek ve ardından cep telefonu ile hızlıca çekilen fotoğraf. Cüneyt Cebenoyan’la konuştuk sonrasında; insan o sakin ve mesafeli duruşunu nasıl da bir anda kaybediyor, dedik. Gerçekten de öyle… Ama ne yaparsınız, eğer sükunetinizi kaybetmenize neden olan kişi Haneke ise buna değer. Bütün filmleriyle bana yeni kapılar açmayı başarmış bir yönetmen. Her filminden sonra bende bir kez…

DSCN0508-1

19 May: Cannes 2012 Notları. Bölüm 2: “Osman Pepe nerede?”

18 Mayıs, bizim için Cannes’da Fatih Akın günüydü. Sabah erken bir saatte, Grand Hotel’in bahçesinde buluştuk röportaj için. Oktay Taşkın kamerayı hazırlarken Cannes bize ilk oyununu oynadı. Bir gün önce, Nuri Bilge Ceylan röportajı sırasında keskinliğiyle görüntüyü etkileyen ve bir yandan da bizi terleten güneş, bir anda bulutların arasına saklandı. O da yetmiyormuş gibi, beş dakika içinde yağmur başladı. Apar topar seti bir başka köşeye taşıdık. Fatih Akin’la en son İstanbul’da “Soul Kitchen” filminin gösterimi sırasında görüşmüştük. Tanıdığım en komplekssiz,…

17 May: Cannes 2012 Notları

65.Cannes Film Festivali için yollara düştük yine… Emrah Kolukısa, Oktay Taşkın ve ben festivalin, ayak tabanlarını kızartan temposuna alışkınız aslında ama ne yalan söyleyeyim, her yıl yeni bir engelli koşu yapmamız gerekiyor. Yine kalabalık, yine haber yetiştirmenin türlü zorluğu, yine gün boyu dayanmak gereken bir tempo. Söylendiğim sanılmasın, elbette Cannes’da olmak ve bu önemli etkinliği yerinde takip etmek değerli ve zor bulunur bir nimet. Cannes’daki ilk günümüzde, ilk işimiz Carosso D’Or ödülünü alan Nuri Bilge Ceylan’la röportaj yapmaktı. Zeynep Özbatur…