Murat Gülsoy

bukita

27 Mar: Sözlük.25

B BELLEK: Yaşananları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini bilinçli olarak zihinde saklama gücü, dağarcık, akıl, hafıza, zihin… Bellek için bunları yazıyor sözlük. Alt başlıklar da var; bellek karışıklığı, bellek kaybı, bellek yitimi… Alt başlıkların olumsuz fısıltıları düşündürücü… “Farkındalık” demek belki de en doğrusu olacak; çok daha geniş bir alanı kucaklıyor sanki… Hele de farkında olan kurmaca metnin ta kendisi ise… İşte o zaman, gerçekliği, gerçekliğin yeniden kurgulanışını, hikâye edilişini, aktarılmasını, ‘yapılmasını-bozulmasını’ anlatıyor sanki… Sözler bilince doğru uzuyor… Peki, gerçekten de…

joyce

14 Şub: Günden Kalanlar.22

• Tanpınar’ın “Yaz Yağmuru” öyküsü çağırıverdi. Öyküyü (ve elbette Tanpınar’ın bütün öykülerini) her okuyuşta, en geniş anlamıyla rüya kavramını yeniden düşünüyorum. Rüyayı sadece bir davranış ya da çağrışım kaynağı olarak görmekle sınırlı kalmayan, öykünün atmosferine bir mekan olarak kurgulayan estetik anlayışından etkilenmemek olanaksız. Ne zaman Tanpınar okusam, hem bu yazarın hem de rüyaların merkezde olduğu Ayfer Tunç’lu, Murat Gülsoy’lu sohbetlerimizi anıyorum. Sözün özü; Tanpınar okumayı özlemişim. • “Bir de Baktım Yoksun” Arapçaya çevrildi ve Mısır’da yayımlanacak. Bugün Etrac Yayınevi’nden ve…

acik_kitap

12 Şub: Açık Kitap

Üç ayrı program yaptım Açık Radyo’da. Ayfer Tunç ve Murat Gülsoy’la birlikte, daha sonra çeşitli yerlerde canlı oturumlarını gerçekleştirdiğimiz, son olarak da geçen yıl İKSV-Salon’da bizi okurlarla buluşturan öykü çözümlemeleri programımız Ubor Metenga ve Adnan Kurt ile birlikte yaptığımız iki program; Kum Kitabı ve Bitek İnsan. Ubor Metenga’nın hikayesini daha önce Fil Uçuşu’nda da uzunca yazmıştım. Ayrıca oturumlara gelen dinleyiciler-okurlar, nasıl bir öykü çözümlemesi seansı yaptığımızı gayet iyi biliyorlar. Açık Radyo’da 52 hafta süren bu programın sadece bir kısmının kaydı…

madmen

06 Şub: Mad Men: Krizantem ve Kılıç

İyi bir televizyon seyircisi değilim. Mesleki deformasyon başta olmak üzere çeşitli nedenleri var bunun. Evdeki cihaz, kimi zaman günlerce çalışmaz. Ama tutkuyla bağlandığım kimi işler de yok değil; özellikle de kimi diziler. Son birkaç yıldır, bir bölümünden bile sıkılmadan, büyük bir heyecan ve merakla izlediğim tek dizi Mad Men. Bu dizilere tutkuyla bağlanmamın bir nedeni de, her bölümünden sonra yakın çevremle bir sohbete kapı açmaları. Mad Men üzerine, dizi süresinden uzun sohbetlerimiz olmuştur. Murat Gülsoy, zihin açıcı blogu 602.Gece’de Mad…

217234b

16 Ara: Günden Kalanlar.12

• 13 Aralık, Oğuz Atay’ın ölüm yıldönümü. “Tutunamayanlar”ı bir kez daha okumaya karar verdim. Bu kaçıncı okuma olacak, bilmiyorum. Bu kez bir metot dahilinde okuyacağım; diğer okuduklarımın yanda, günde on sayfa. “Okumalıyım, bilmeliyim, okumalıyım. İşin içine girmeliyim; kendime acı vermek pahasına.” • Afyon’a gidişimin yol kısmı, Hollywood yapımı-büyük bütçeli bir felaket filmi gibiydi. İnanılmaz bir kar yağışı, hatta fırtınası. 1-2 metre ile sınırlı görüş mesafesi. Rüzgârla keskinleşen soğuk hava. Yan yatmış, ters dönmüş arabalar, kamyonlar ve tırların arasında belirginliğini kaybetmiş…

29 Kas: Günden Kalanlar.09

• Haydarpaşa’da yangın. Bir gün geçti ama hala doyurucu, inandırıcı, soruları cevaplayan bir açıklama yok. Olacağına dair bir inanç da yok; işin kötüsü bu inançsızlığa alıştırılmış olmak. Bitmek bilmeyen bir atalet durumu. En basit ve sığınılan nedenle, yani ihmal bile olsa, akıl alır gibi değil. İstanbulluların, yolu Haydarpaşa’dan geçen herkesin, hatta Haydarpaşa’yı sadece filmlerde görmüş olanların bile içi yandı oysa. Üniversite yıllarımda dostum Derya Billur’la yaptığım tren seyahatleri yıllardır anlatılan anılarla doludur. Haydarpaşa’ya geldiğimiz anda ilk işimiz birer simit alıp…

22 Kas: Tek gerçek, harflerdir!

Altkitap, 2001 yılından beri yayın hayatında. Geçenlerde Altkitap ekibiyle 2006 yılında yapılmış bir röportaj buldum bilgisayarımda. Yayınevinin tarihçesini anlatmak/anlamak açısından önemli olduğunu düşündüğüm, sıcak-eğlenceli bir röportaj. Sezen Mutlu’nun yaptığı röportajın fotoğraflarını da Ebru Baran çekmiş. Bugün Altkitap’ın önemli bir ismi olan Cem Uçan o tarihlerde aramızda değil. Bazı şeyler değişmiş elbette ama kişisel tarihimize tanıklık açısından Fil Uçuşu’na koymaya karar verdim. Altkitap nedir, nasıl bir yoldan geçip bugüne gelmiştir diye merak edenler için… Son dönemde kitap fiyatları bir hayli yükseldi….

image003

09 Kas: Tanrı Beni Görüyor mu?

Murat Gülsoy’dan bir öykü kitabı: Zihnin yangın yerinden kurtarılmış parçalar! Bu kitaptaki bütün öykülerin yazılış süreçlerini biliyorum, dolayısıyla benim için ayrı bir anlamı var bu bütünün. Belki bu nedenle kimilerine “taraflı” gelecektir yapacağım yorumlar. Doğrudur. Taraflıyım; iyi edebiyatın tarafındayım. Murat Gülsoy, Bu An’ı Daha Önce Yaşamıştım adıyla yayımladığı öykü kitabında yer alan on öyküyü gözden geçirerek yeniden yazdı. Ama Tanrı Beni Görüyor mu? bütününü oluştururken bununla sınırlı kalmadı, dokuz yeni öykü ekledi. Üstelik bu öykülerin içinde desenleri Sercan Şengün tarafından…

08 Haz: Ubor Metenga Oturumlarını İzlemek İster misiniz?

    Mayıs ayıyla birlikte Ubor Metenga buluşmalarının da sonuna gelmiş olduk. Aslında buna son değil, “sezon finali” demek daha doğru olacak galiba. Çünkü gönlümüz bu öykü çözümleme buluşmalarını sonbaharda da sürdürmekten yana. Can Yayınları ve İKSV Salon, bu oturumların katılımcılar açısından mükemmel geçmesi için elinden geleni yaptı. Yine de, rezervasyonların ilk günden dolması nedeniyle, yer bulmakta zorlanan edebiyatseverler oldu. Ayrıca İstanbul dışında yaşayan okurlar da bu etkinliklere katılmak istediklerini belirten e-postalar gönderdiler. Okurun ve basının bu ilgisi, elbette Ayfer Tunç,…

27 Mar: Eray Aytimur’dan “İyi, Kötü, Acayip”

    Eray Aytimur‘un 27 Mart 2010 tarihli Radikal Cumartesi ekindeki yazısı, Ubor Metenga buluşmalarından pek güzel söz ediyor. Bu buluşmalarda hem konuşmacı olan bizler hem de tüm dinleyiciler, edebiyatın kanatlarıyla yükseliyoruz, yazı tam da bu noktadan bakmış İKSV’deki etkinliğe. Eray’ı, Açık Radyo yıllarımızda tanımıştım. Şimdi de Radikal ailesinin en takip edilesi kalemlerinden biri olarak okuruyum. Hem yazdıklarını hem de üslubunu çok önemsiyorum. Dolayısıyla Ubor Metenga buluşmalarıyla onun bir yazısının öznesi olmak gurur verici. (Bu gururu daha önce “Bir de Baktım…