yekta

IMG_2120

31 May: Günden Kalanlar.46

Bir seçim süreci daha geride kaldı. Her anlamda yorucu oldu. En büyük yorgunluğu da zihinlerimizde hissettik. en azından benim için öyle… Aylardır doğru dürüst çalışamıyorum. Elimde birden çok dosya var. Öyküler, roman taslağı ve dahası… Hepsi bir kenarda duruyor öylece. Bir ara kendimi toparladım, çalışmaya ağırlık verdim ama onda da korkunç deprem felaketini yaşadık. O zor günler bitti, seçim süreciyle başlayan yorucu günler başladı. Sözün özü çalışmak mümkün değildi. Bütün bu acıların, deliliğin, koşturmanın içinde çalışmayı başaranlar da var. Sanırım…

Unknown

26 May: Terzi’nin söküğü

Netflix dizisi Terzi’yi izledim. Oyunculuklar, yönetim, teknik falan konuşulur. Ama izlerken kafam bunlarla değil, hep şu soruyla doluydu: “Nasıl oluyor da hala ve inatla böyle kadın karakterler yazılıyor?” Dizideki neredeyse bütün kadınların varlığı, yaşamları, gündelik hayatları, kariyerleri, kaderleri bir erkeğe bağlı. Geçmişleri, şimdiki zamanları ve gelecekleri bir erkeğin vereceği kararlara bağlı. Olay akışını erkeklerin doğruları-yanlışları belirliyor. Hatta doğru ve yanlışın ne olduğunu da erkekler belirliyor. Daha açılıştaki görkemli ve sonraki bölümlerle hiçbir ilgisi olmayan defile sahnesinden itibaren kadınların pozisyonu belli….

IMG_2190

22 May: Venedik gezisinden kişisel notlar

Venedik Mimarlık Bienali’nden kişisel notlarım da var… Mimar dostlarla sohbet etmek bana her zaman iyi geliyor. Bu sohbetlerin en neşelisini 18 Mayıs gecesi Gio’s Restoran’da verilen akşam yemeğinde yaptık. Konu gençlik yılları ve müzikti. 80’lerin sonu 90’ların başı Ankara’sından İstanbul’a kadar uzandık. (Cem, Durmuş, Ertuğ, Mehmet, Görgün ile aşağıdaki fotoğrafımızı Vitra ekibinden Merve Nur Saygı çekmiş) Han Tümertekin ile yıllar önce yaptığımız Konya gezisini ve sohbetlerimizi unutmam. Cem Erciyes de vardı o gezide. Venedik’te kısa süreliğine de olsa hasret giderdik….

A-peek-behind-the-artwork-of-Pink-Floyd-album-Dark-Side-of-the-Moon

21 May: Adım adım The Dark Side Of The Moon

Muhteşem Pink Floyd albümü The Dark Side Of The Moon bu yıl 50.yaşını kutluyor. Gerçi kutlama deyince törenler, partiler falan gelmesin akla. Roger Waters’ın “Arkadaş, ben bütün albümü yeniden kaydedeceğim” çıkışının dışında grubun hayatta olan üyelerinden, bu kaydın efsane mühendisi Alan Parsons’tan ve 1973 kadrosundan bir ses yok.  Yeri gelmişken Waters’ın yeniden kayıt çıkışıyla ilgili düşüncemi de söyleyeyim: Sözler ona ait. Bestelerin çoğu ya tümüyle onun ya da aslan payının sahibi. İsterse kaydeder, kimse de bir şey diyemez. Ama ortaya çıkan başka bir albüm…

18.VenedikMimarlikBienali_TurkiyePavyonu__RacheleMaistrello_20230517_4

20 May: Tamir, mimar, ömür / “Hayalet Hikayeleri: Mimarlığın Çuval Teorisi”

Carolina Maria de Jesus’un “Çöplük” adlı kitabı 1960’lardan günümüze bütün batı dillerinde yayımlandı, dünyanın dört bir yanında okundu. Romandan ziyade bir hatıra defteri olarak tanımlanabilecek eser, Sao Paolo’daki “favela” hayatını anlatır. Sefalet, açlık, acılar, adaletsizlik, suç… Sadece bireylerin acılarını değil mekânsal acıyı da eşitsizliğin her boyutuyla hisseder okur.  2000’lerle birlikte Brezilya’nın gecekondu mahalleleri olan favela’lar “kentsel dönüşüm” programlarına alındı. Polis işgalleri, uyuşturucu çeteleriyle savaşlar, yerleşik halkın direnişleri bir yanda, Rio Olimpiyatları öncesinde şehrin çehresini cilalamaya çalışan otorite bir yanda… Ama görüntü cilalamakla…

IMG_2132

18 May: Venedik Mimarlık Bienali: Kahramanı tamir etmek

Hemen sormamız gereken şu: “Sarı Bina”nın yerine ne yapılacak? Sadece Kahramanmaraş’taki “Sarı Bina”dan söz etmiyorum. Onun hikayesi ortada. Dünyanın tüm “Sarı Bina”larından söz ediyorum. Yıkılmaları değil temel sorun, yıkımdan sonrasında ne olacağı. Şöyle diyelim: Kahramanın yolculuğu o yıkımla mı sona eriyor? Romantik bir aşk filminde beklentimiz, sevgililerin kavuşmasıdır. O son öpüşme gerçekleşir ve “mutlu son”. Bu bitmek bilmeyen yalan, dünyanın tüm “Sarı Bina”ları için geçerli mi olacak? Yıkıldılar ve mutlu son. Yerlerine daha fazla katlı bina yapımına izin verilen yıkım…

IMG_5933

18 Şub: İyilik kazanacak

Antakya’da geçen Nisan’da çekildi bu fotoğraf. Öğretmenler, veliler, öğrenciler… Kitap konuştuğumuz, mutlu olduğumuz, güldüğümüz, birlikte kahkaha attığımız bir gün. Can dostlarım Hüsne ve Mehmet’le birlikte harika anlar geçirdiğimiz o güzel zamanlar.  Günlerdir bakamıyordum bu fotoğrafa. Bütün bu yaşananlardan, yaşatılanlardan utanıyorum çünkü. Süslü cümleler kurmaya gerek yok; acımız çok çok büyük. O acıyı koyulaştıran organize kötülüğe karşı öfkemiz de büyük.  Kötülük, gücünü bir düşman yaratarak gösterir. Her olayda, daha ilk günden bir düşman yaratır. Gerçek bir düşman yoksa uydurur, yalan söyler….

INK-2020_Dimitris-Papaioannou_photo-©Julian-Mommert_20200913_JCM_7094-1400x870-1

25 Oca: Mitlerden rüyalara: INK

Milet (Miletos) tarihi neolitik döneme kadar uzanan antik bir liman şehri. Büyük Menderes’in kıyısında ama bölge nehir tarafından doldurulduğu için, zamanla denizden yaklaşık 10 km. içeride kalmış. Thales bu antik şehirde, milattan önce yaklaşık olarak 624-548 yılları arasında yaşamış. İyonya Aydınlanması’nın, felsefenin, astronominin, matematiğin kurucu isimlerinden. Dünyayı, doğa ile anlamaya çalışmış. Ona göre maddenin tözü, yani ilk ögesi “su”. Toprak da suyun üstünde duruyor. Yani bir tepsi gibi olan dünyadaki her şeyi, su taşıyor. Böyle dersek onun felsefesini basite indirgemiş olacağız….

kitapfuar

01 Ara: Kitap Fuarı için küçük bir rehber

Yarın TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı başlıyor. Fuar yolcuları için küçük bir “fuar önerileri” hazırladım. Yayın dünyasının bu zor sürecinde en büyük desteğimiz kitaplarla buluşmak ve yayıncılara yalnız olmadıklarını hatırlatmak. Bütçemiz yettiğince kitap alalım. Ama alamasak bile orada olalım, birlikte ne kadar güçlü olduğumuzu hatırlayalım. TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı’nda görüşmek üzere.